Covid 19 yada halk arasındaKorona Virüs olarak bilinen bu bulaşıcı hastalığın Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmesiyle birlikte tüm dünyada çeşitli önlemler alınmaya başlandı. Ülkemizde de ilk vakanın görülmeye başlandığı 11 Mart tarihi itibariyle yetkilileri tarafından okulların tatil edilmesi,seyahat kısıtlamaları, sokağa çıkma yasakları ve çeşitli bölgelerde karantina uygulaması gibi önlemler alınarak bu virüsün etkileri en aza indirilmeye çalışılmaktadır. Tüm dünyayı etkisi altına alan bu virüsün etkileri sonucu iş dünyasında da çeşitli önlemler alınmıştır. Ülkemizde salgının yayılmasının önlemesi amacıyla Kamu Kurum ve Kuruluşlarında ‘’ esnek çalışma modeline ‘’ özel sektörde ise uzaktan çalışma modeli, ücretsiz izin gibi çeşitli uygulamalara gidilmek zorunda kalınmıştır. Bu durum hiç kuşkusuz özel sektörde faaliyet gösteren işçi ve işveren kesimi bakımından çok ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bu yazımızda salgının işçi ve işveren açısından ekonomik ve hukuki etkileri irdelenecektir.
Korona Virüs sebebiyle yurt genelinde faaliyet gösteren bir çok işyerinin üretimi yavaşlatması, durdurması berber, cafe, ve eğlence merkezleri gibi bir çok işletmenin alınan önlemler kapsamında kapalı tutulması sonucunda işletmeler ciddi ciro kayıplarına uğramıştır. Bu durumda karşında da işveren mücbir sebep faktörünü öne sürerek işçisine karşı elinde olmayan sebeplerden dolayı çeşitli yaptırımlar uygulamak sorunda kalmıştır
PEKİ, KORONA VİRÜS İŞ HUKUKU KAPSAMINDA MÜCBİR SEBEP Mİ?
4857 sayılı İş Kanunumuz ‘’öngörülmeyen, önlenemeyen veya önlenmesi zor olan ‘’ afetleri mücbir sebep olarak göstermektedir. Nitekim önceki dönemlerde bu tip salgın hastalıkların mücbir sebep olarak karşımıza çıktığı görülmektedir. İş dünyası geride bıraktığımız son 25 yıl içerinde birçok salgın hastalıkla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Bu kapsamda son 25 yıllık çeyrekte İş dünyasını ekonomik açıdan zor durumda bırakan domuz gribi olarak bilinen salgınının birçok Yargıtay kararına Mücbir sebep ve iş kazası olarak geçtiği hatırlatmakta fayda olacağı kanaatindeyim. Bu doğrultuda iş yerinden aldığı görevle Korona virüs’ün etkili olduğu bir bölgede çalıştırılmak zorunda kalan veya iş yerindeki çalışma arkadaşlarının bu virüsün taşıyıcısı konumunda olması sonucu kendisine Covid -19 bulaşan işçinin durumu kayıtlarda iş kazası olarak kendine yer bulacaktır.
COVİD -19 ‘da İŞÇİ VE İŞVERENİN HAKLARI NELERDİR ?
Yukarıda da değinmiş olduğum gibi bu virüs ekonomik açıdan en derin yaralarını iş dünyasında bırakacaktır. Ülkemizde ilk vakanın görüldüğü 11 Marttan bu yana bir çok fabrika ve iş yeri ya tam kapasiteyle çalışmıyor ya da hiç çalışamıyor.
Bu kapsamda 4857 sayılı iş kanununda yer alan ilgili madde hükümleri uyarınca bu tip zorunlu nedenler sonucu işin durması sonucunda işveren yasal çalışma sürelerini aşmamak koşulu ile çalışılmayan süreler için işçisine TELAFİ ÇALIŞMASI yaptırabilir.
İŞVEREN, İŞÇİSİNE YILLIK İZİN KULLANDIRABİLİR
Unutulmamalıdır ki yıllık izin ve ücretsiz izin kavramları birbirinden farklıiki unsur olup bu süreçte işveren bu hakkını 1 yılı aşkın süredir çalıştırmış olduğu işçisini salgın hastalık nedeniyle yıllık izine çıkararak kullanabilir. Tabi işçilere yıllık izinin kullandırılması halinde işveren tarafından maaş ve SGK prim ödemelerinin de eksiksiz şekilde yapılacağı hususunu hatırlamakta fayda var .
PEKİ , PERSONEL İŞE BAŞLAYALI 1 YIL OLMADI BU DURUMDA NE YAPABİLİRİM ?
Bu durumda yıllık izine hak kazanmamış personeller bakımından ‘’ bir sonraki yıl yapacakları çalışmaları için işveren tarafından AVANS FAİZ uygulamasına gidilebilir. Tabi ilerde işveren açısından çeşitli problemlerle karşılaşılmaması için bu izinlerin AVANS olarak kullandırıldığının belgelendirilmesi gereklidir.
İŞVEREN , İŞÇİLERE ‘’ÜCRETSİZ İZİN ‘’ KULLANDIRILMASINI TEKLİF EDEBİLİR
Bu virüs sebebiyle işveren , işçilerine bir süreliğine ücretsiz izin uygulamasına geçiş yapılmasını teklif edebilir. Dikkat etmekte fayda var ki Sadece teklif edebilir. Zira 4857 sayılı iş kanunumuzda da belirtildiği üzere ücretsiz izin işçi ve işverenin karşılıklı anlaşması sonucu hayata geçebilecek bir uygulamadır. Bu uygulamanın faaliyete geçebilmesi için işverenin işçisine yazılı teklifte bulunması ve bu teklife de işçinin yazılı iradesini yansıtarak kabul etmesi gerekmekte olduğu kanunundan kaynaklan bir ön koşuldur. Yani işverenin teklifi işçi tarafından kabul edilmezse bu teklifin hiçbir geçerliliği olmayacaktır. Ancak hatırlatmakta fayda var ki ücretsiz izin uygulaması sonucunda işveren tarafından işçiye maaş ve SGK prim ödemesi yapılmayacaktır. Ayrıca ücretsiz izinde geçen süreler kıdem tazminata esas süreler bakımından da dikkate alınmayacaktır
İŞVEREN BENİ ÜCRETSİZ İZİN KULLANMAMAM VE BU HUSUSTA TALEP FORMU İMZALAMAM İÇİN ZORLUYOR . BU DURUMDA HAKLARIM NELER ?
Uygulamada karşımıza çıkan en büyük sorulardan biri de budur. Yukarıda da anlatmaya çalıştığımız gibi ücretsiz izin uygulaması işçi ve işveren açısından esaslı bir değişikliktir. Ücretsiz izin , tabiri caizse işçi açısından dar boğaz uygulamasına yol açacak bir uygulama olsa da iyi niyet ve ahlak kuralları çerçevesinde bu tip durumlarda kabul edilebilir bir uygulama niteliğindedir.Ancak işverenin ücretsiz izin teklifi işçi tarafından kabul edilmesiyle birlikte faaliyete geçebilecektir. Başka bir anlatımla işçinin kanunlarla güvence altına alınmış bu izin hakkının işyeri ve çalışma koşullarının gereklerine uygun biçimde olması koşulu ile kullandırılması mümkündür. Aksi halde işçinin rızası alınmadan , işveren tarafından çeşitli yaptırımlarla kullandırılmaya çalışılan bu uygulama işçi açısından haklı fesih sebebini oluşturacaktır.
COVİD-19 SEBEBİYLE İŞVERENİN BİR DİĞER HAKKI : YARIM ÜCRET ÖDEMESİ
4857 sayılı iş kanunumuzun Yarım Ücret ödemesiyle ilgili maddelerinde bu durum ‘’zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret uygulamasına gidilebileceği öngörülmüştür.Ancak Korona Virüsü nedeniyle içinde bulunduğumuz bu durum zorlayıcı sebep olarak değerlendirilse de bu husus hukuksal açıdan değerlendirildiğinde net değildir. Bu kapsamda işverenlerin dikkat etmesi gereken önemli bir husus işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süreyle çalışmaktan alıkoyan bir durumun somut açıdan var olmasıdır. Aksi taktirde bu uygulamaya gidilmesinde işçi –işveren uyuşmazlığı kaçınılmaz bir boyuta ulaşabilir
EN ÇOK MERAK EDİLEN KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ UYGULAMASI NEDİR? HANGİ KOŞULLARDA UYGULANABİLİR?
Bölgesel kriz ve bu tip salgın hastalıklarla oluşan zorlayıcı sebeplerle , işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın tamamen veya kısmen durdurulması halinde , üç ayı aşmamak üzere işyerindeki sigortalılara çalışmadıkları dönem için oluşabilecek mağduriyetlerin önlenmesi amacıyla işsizlik sigortası fonundan sağlanan ödenektir. İşçilerin bu ödenekten yararlanmaları için ; son 60 gün hizmet akdine tabi olmak kaydıyla son 3 yıl içinde 450 gün prim ödemiş olması şarttır.Bu şart sağlandığı halde işveren İŞKUR’a internet üzerinden yapacağı başvurunun olumlu sonuçlanmasının ardından kanununun sağlamış olduğu haktan işçilerini yararlandırabilecektir.
FAALİYETE GEÇMEMİŞ YENİ BİR UYGULAMA : ÜCRETSİZ İZİN MAAŞ DESTEĞİ
İçinde bulunduğumuz bu son dönemlerde hiç kuşkusuz en küçük işletmesinden en büyüğüne varana kadar gerek işveren , gerekse de işçi bir çok zorlukla karşı karşıya kaldı . Son çare işveren , işçisinin hakları zedelenmesin diye kısa çalışma ödeneğine başvurmuş olsa da bir çok işveren bu uygulamadan çeşitli nedenler sonucunda yararlanamadı. Bu durum karşısında ne yapacağını kara kara düşünen işverene bir destek daha hükümet kanalıyla yapılmaya çalışıyor. 12 Nisan Pazar günü Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından gelen müjdeli haberde “Kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan veya bu sürede ücretsiz izne çıkarılan vatandaşlara aylık 1170 lira maaş desteğini yapılacağı duyurulmuştu
PEKİ ÜCRETSİZ İZİN MAAŞ DESTEĞİ NEDİR , KİMLER NASIL BAŞVURABİLİR ?
15 Mart’tan sonra işten çıkartılan ve işsizlik maaşı alamayan işçilere de bu destekten yararlanabilecek. Yani bu uygulama faaliyete geçerse işveren bu zor dönemde işçiyi ücretsiz izne çıkartabilecek bu durumda işçiye fondan 3 ay boyunca aylık 1170 TL maaş desteği sağlanacak . Ayrıca 15 Mart’tan sonra işten çıkartılan ve işsizlik maaşı alamayan işçiler de bu uygulamadan yararlanabilecek.Ancak ilgili bakanlık tarafından böyle bir uygulamaya geçilebileceği yönünde açıklama yapılsa da başvurularının nasıl yapılacağı ile ilgili bir açıklama yapılmadığını hatırlatmakta fayda olacağı ve işverenin netlik kazanmayan bu uygulamaya göre henüz hareket etmemeleri yönünde fayda olacağı kanaatindeyim.
Değerli okuyucular tüm bu anlatılanları özel sektörün iki önemli neferi hem işveren , hem de işçi açısından kısaca özetler olursak ; işveren salgın süresi boyunca işçisinin onayı olmadan yıllık izin uygulamasına gidebilecekse de işçinin onayı almadan ücretsiz izin uygulamasına gidebilmesi hukuken mümkün olmayacaktır. Tabi hiç kuşkusuz ekonominin durma noktasına geldiği bu günlerde işçilerimiz bu durumdan nasıl etkileniyorsa işverenler açısından bu günlerde içinden çıkılmaz senaryolarla karşı karşıya kalabilmektedir.Bu kapsamda işveren de kısa çalışma ödeneği , telafi çalışması, ücretli – ücretsiz uygulamasını karşılıklı olarak faaliyete geçirerek kötü günleri geride bırakacaktır. Unutmamak gerekir ki Türk İş Dünyası ; en küçük işletmesinden en büyük fabrikalarına varana kadar gerek işvereniyle gerekse de beyaz yakalı , mavi önlüklü personeliyle her türlü krize göğüs geren yıkılmaz bir dinamodur.İş ve çalışma hayatı mutlu günlere yeniden merhaba diyebilmek için bu zor günleri ; gerek işvereniyle gerekse de işletmesini hep ileriye götürmek için gece gündüz , yağmur çamur demeden çalışan personeliyle bir bütün olarak geride bırakabilecektir. HEP BİRLİKTE BU KÖTÜ GÜNLERİ ATLATACAĞIZ … İYİ NİYET , HOŞGÖRÜ , ANLAYIŞ VE SAĞLICAKLA KALMANIZ TEMENNİLERİMLE …..



Köşe Yazısı / Cumhuriyet 102 Yaşında
Köşe Yazısı / Abartı
Cenaze Evi Ağlarken Yemekte Neyin Nesi?
Köşe Yazısı / Bir Gün
Köşe Yazısı / Dolmuş
