Geniş alanı etkileyen, zaman ile yarışan bir ticari ve askeri faaliyet, önce nasıl işletildiğine, işletmecinin ve çalışanların hangi vasıflara haiz olması gerektiğini, kaide ve kurallarını, kimlerin koyduğunu bilmek gerek ki sonrasında söz sahibi olalım. Uluslararası faaliyet gösteren bu sektör basit her önüne gelenin icra edeceği bir işletme değildir.
Havacılık kurallarını ve kaidelerinin deniz hukukundan almıştır. Çalışanları, sahipleri, bir takım şartları yerine getirdikten sonra vücut bulabilir. Günümüzde her ülkenin bayrak taşıyıcı sivil havacılığı vardır.
Bu sektör iki katagoriden oluşur üretici firma ve kullanan, bunlarında arasında antlaşmalar gereği bir birlerine karşı yükümlülükleri vardır, kendi başına hareket edemez. Bunları öğrenip sonra faaliyetlerin ne şekilde olacağı belirlenir. Firma ve çalışanların şartları ABD menşeili FAA Boeing (Federel Aviation Administration) ve Avrupa Airbus EASA ( Eurepean Avition Safety Agency). Üretici firmalar kendi ürettikleri uçaklar için kural koyucudur, hiç bir kimse bu kuralları hiçe sayıp kafasına göre organizasyon yapamaz.
Yetki almak için bu kuruluşların belirlediği kriterler ve ekipmanlar harfi harfine tesis edilmelidir, bunlardan birisi dahi yerine getirilmediği takdirde yetkisi düşer. Önce tesisler, uluslararası yetki sahibi elemanlar ve onaylı ekipmanlar oluşturulur, bu iki kuruluş tarafından denetlendikten sonra onanır.
Her iki kuruluş yetki verdiği müddetçe bakım, onarım ve tadilat yapabilir onun haricinde hiç bir surette hareket edemez. Yabancı ülkelerde faaliyet gösterecek olan havacılık şirketleri merkezi bulunan ülkenin SHGM sinden izin almak zorundadır, dolayısı ile yapılacak işlemler onların bilgisi dahilinde cereyan eder. Belirleyici olmak istiyorsak üretici olup kural ve kaideleri biz koyar denetimi yaparız.
Bakım organizasyonlarında üretici firmanın yedek parçaları kullanılır, ikisi arsında değişiklik yapamazsın yani onaylayan üretici firmadır.
SNC havacılığın Ülkemizde faaliyet göstermesi için bizim üretici olmamız gerek, zira yetki aldığı ülkenin SHG sine bağlıdır yapacağı her faaliyette icazet almak zorundadır. Ülkemiz üretici olmadığı için kural koyucu değildir, bu yetkileri FAA ve EASA dan almaktadır, ab ülkesi olmadığımızdan dolayı Fransa üzerinden yetkilendirilmişizdir.
Parça imalatı yapmamaktayız, izne tabidir, birçok denetimden geçtikten sonra ancak belki olabilir. Bu iki kuruluş her yıl denetmenlerini göndererek, denetim yaptırtıp eksikler varsa rapor eşliğinde düzeltilmesi talep edilir ve tekrar gelirler. Havacılık sektöründe vazife yapan teknik elemanlar ancak FAA veya EASA yetkisine haiz firmaların eğitimcilerinin yaptığı kurs ve akabindeki sınavlar neticesinde yetkilendirilir ama şimdi üretmiş olduğumuz Kaan ve Hürkuş için belirleyici, kural koyucu, onaylayıcı artık Türkiye cumhuriyeti SHGM’sidir.
Havacılık ülkemizde yüzeysel olarak bilinmekte içeriğine ancak sektörde faaliyet gösteren ve çalışanlar vakıf olmaktadır. Bir konu üzerinde hakim olmadan bilgi almadan sahaya inerseniz, indiğiniz gibi geri gidersiniz. Her işin kuralı, kaidesi ve yöntemi vardır, bilhassa bu uluslararası olunca önemi daha da fazla arz etmektedir. Temininde güçlük çekilen bir meslektir, farklı ünitelerden oluşur ancak bir birlerine zincirin halkaları gibi bağlıdır biri olmadan diğerinin bir önemi söz konusu değildir.
Üzüldüğümüz en büyük nokta ülkemizdeki hava yolu şirketlerinin batı tarafından denetime tabi tutulması yapılacak olan bakım, onarım, tadilatlarda onay alınması nihayetinde bağımlı olmak. Detaylı olarak bilgi sunmuyorum zira ancak mesleğe haiz olanlar anlar, terimlerin açıklanması, izahı sayfaları aşar. Yıllar önce oğlumu dil için kursa yazdırmaya gittim kayıt yapıldı havacı olmamızdan dolayı indirim oldu, sekreter müdür beyle tanıştırayım, seslendi müdür geldi takdim edildim, sert bir üslupla sizden çektiğim nedir? Hayırdır deyince ben bir jet aldım hava limanına getirdiler teknik heyet geldi incelemelerde bulundu bu uçak uçamaz dediler, ya arkadaş ben milyon dolarları döktüm teknisyenin iki dudağı arasında mı uçamaz dedi? Sakin bir şekilde izah ettim şayet sizin hava aracınız bakımları zamanında yapıldı, üretici firmanın talepleri yerine getirdiyse elbette uçar, tersi vaziyet hasıl olduysa buna SHGM izin vermez zira ceza alır. Yumuşadı arkadaş bu iş çok meşakkatli, işletmesi çok zor, ben bunu satacağım dedi.
Bilmeyen için elbette zor, anlayan için kullanıma elverişli bir alet, görüntü hoş, lakin içeriği o kadar basit değil. Meseleleri tartışırken işin nevinden haberdar, bilgi sahibi olmak, o doğrultuda beyanda bulunmak esas olmalıdır, afaki sözler sonradan insanın başını ağrıtır. Bir konu hakkında bilgi olmadan beyanda bulunmak hele hele toplum önderi olanlar için vahim sonuçlar doğurur.
2005 yılında yapılan kongrede UTED ( Uçak teknisyenleri derneği) yönetimine girdim tam 5 yıl hizmette bulunduk, sorunları SHGM ve mecliste grubu bulunan partilere götürdük, Dr. Cevdet Erdöl yönetimindeki çalışma grubuna kendimizi yazdırttık, akabinde yapılan toplantıya katılım sağladık, çıkması gereken yasa hakkında detay verdik ancak meclise gelmeden rafa kaldırıldı, yasanın farkındalığı yaratılmış olsaydı bugün yürürlükte olurdu. Mecliste ne hikmettir bu konuyu bilen bir vekil dahi yok, SHGM başında bulunanlarda havacılık konusunda sınıfta kalmıştır. Dernek olarak bakan beyden randevu istedik, özel kalem havalimanında mı görüşmek istersiniz, bakanlıkta mı deyince elbet makam bu görüşmeler için büyük önem arz eder. Hukukçumuzla birlikte bakan beyi ziyarete gittik masanın başında Binali Yıldırım karşımızda SHGM Genel Müdürü Ali Arıduru, Yrd. Oktay Erdağ ve avukatları, şiddetli bir tartışma başladı, bakan birden araya girdi ve susun bakıyım, sonra döndü bize kaç yıldır bu sektördesiniz başkan 24, ben 23 yıl, yetkileriniz var mı elbette cevabını verdik, ancak sorunlarımız çok ve acil çözüm bekliyor yoksa havacılık sektörü sıkıntı yaşayacak yetkilerimiz düşecek, bakan SHGM yetkililerine siz bunlardan teknik destek alın bilgi ve beceriniz eksik birlikte çalışın çözüm üretin dedi.
Bu arkadaşları sınavlara tabi tutmayın, artık bunlar o safhayı aşmış yetkilerini yenileyin, ancak biz orada söz almamışız gibi tam tersini uyguladılar ve basit akıllılar Yunanistan’dan öğretmen getirerek bizleri sınava tabi tuturdular.
Bu konularda bilgisi olmayan zavallılar meydanlarda ahkam kesiyor, dışarıdan ithal şirketler getirme peşinde, önce sen kendi havacılık sektörünü üretir hale getireceksin ki onlar zaten sana teklifte bulunur, ancak yukarıda bahsettiğim gibi dışarıdan gelecek şirketler merkezi olan ülkelerin havacılık otoritesinden izin alıp faaliyet göstermek zorundadır, yani o ülke dolaylı ortaktır. Öğrenmenin yaşı yoktur mesele araştırmak bilgi sahibi olduktan sonra halka beyan esastır.
SNC havacılık şirketi ABD havacılık genel müdürlüğünden onaylı şirkettir, yapacağı faaliyetleri bildirmek ve izin almak zorundadır, çünkü yetkiyi oradan almıştır. Elde ettiği bilgileri karşı tarafa, yani merkezin bulunduğu ülkeye aktarır ki faaliyetleri için bu şarttır. Yeri geldiğinde takoz olunur yani ülkenin gelişimi, bu konudaki sanayileşmesi bir noktada durur.
Uluslararası faaliyet gösteren firmalar bilhassa havacılık sektörü yetki aldıkları ülkenin sivil havacılık otoritesine bağlıdır, onların iznine tabi ve oluşan gelirden paylarını alırlar. Yerli ve milli olmak bağımsızlık demektir.
‘’ İstikbal göklerdedir’’ (M.K.Atatürk)