‘’ Milliyetçiliğin ana hedefi Türkiye’de milli kültür bütünlüğünü ve onunla birlikte siyasi bütünlüğü kurmaktır’’ ( E.Güngör)
Millet kavramını oluşturan unsurlardan birisidir, önemli bir yer işgal eder, içerisine birlik, gelenek, görenek velhasıl töre, milletlerin yaşam standartını belirler. Milletin varlığını taze tutan, gelecek nesillere ilham veren, kim olduğunu hatırlatan, çevresine egemenliğini gösteren statüdür.
Tarihin bize ilettiği ve yaşadığımız geçmiş zaman olayları insanlığın utanacağı zulümlerin gerçekleştiği, asimilasyonların, sürgünlerin, işkencelerin yaşandığı düne bizzat şahit olduk. Dünyada komünizm veya sosyalizmle idare edilen hiç bir ülke kalmadı, birçoğu kapitalist olarak hayatlarını sürdürmektedir, bunlardan ders almayanlar bu izimlerin kültür olduğunu beyan etmekteler, telafuz ederken acaba o rejimlerin baskılarını, işkencelerini hiç akıllarına getirdiler mi?
Yukarıda bahsettiğimiz gibi kültür milleti oluşturan unsurlardan biridir, oysa kominiz millet kavramını reddeder, halk kelimesini kullanır, millet onların için ırkçılığı çağrıştırır uygun değildir. Kültürel yapıya sahip olmayan bir toplumun millet olma imkanı asla söz konusu olamaz, toplama gruplarda farklılıklar arz eder, her kesim kendi kültürünün üstün olduğunu ve yaşatması gerektiğini vurgular. Değişik kültürlere haiz kitlelerin zamanla benliklerini kaybetmeden hürriyetlerine kavuştuklarının örnekleri çoktur.
Kibir kaprisine kapılan, alim cübbesi giyip pazarda ıspanak satan bir adem ‘’ Bugün sağın elindeki temel araçlar din, milliyetçilik ve sermayedir. Solun ise tek bir silahı vardır ‘’ kültür.’’ (z.livaneli) Ülkemizde milli kültür adına hangi araştırma ve geliştirmede bulunuldu?
Çok merak ediyorum, atılan her adım milliyetçiliği çağrıştırır, Türk milletini diğer toplumlardan ayrıştıran maddi ve manevi konularda neyi geliştirmiş, tarihin karanlıklarından tespit edip arz etmişler, bırakın bunu yapmayı yozlaştırmaya, yok etmeye, başkalaştırmaya çalışmışlardır. Bir zamanlar dil kurumunu gasbedip neidüğü belirsiz kelimeler üreterek dede ile torun arasındaki iletişimi ve diğer Türk dünyası ile olan bağı koparmayı kendilerine vazi telakki ettiler. Yakın zamana baktığımızda Asya ve balkanlarda yaşanan soy kırımı yapanların tarif edilen tanımsız kültürünün hizmetkârları değilmiydi?
Yugoslavya, Arnavutluk, Bulgaristan ve Sovyetler’in rejimlerini benimseyenler benliklerini koruyan toplulukları sürgün etmediler mi?
Kırım, Ahıska, Uygur, Hocalı, 19,20 Ocak. 1990 Yanvar katliamı, Belene kampı, bunlar savunduğunuz kültür adını verdiğiniz sistemin zulmü, baskısı, mezalimi değil mi?
Hümanist görüntü altında diktatörlük yok mu?
Yaşanan bunca olay delil değil mi?
Cumhuriyet dönemini düşünelim 1938 e kadar büyük atılımlar gerçekleşti, sonrası atıl vaziyete geçti 1950 yılına kadar kurulanı ve kurulacak olan kurumları kapatmadınız mı?
Yapılan her atılıma karşı çıktınız. Bir milletin kültürünün teknolojik yeniliklerle paralel gelişmesi anlamına gelmez mi?
İktidarların işi yasama ve yürütmedir, yani gelişen dünya düzeninde mensup olduğu devletin, milletin hayat standartlarını geliştirmek ve dünyaya enteğre etmektir. Bugün geçmişini unutan ve unutturulmaya çalışılan milli değerler erozyona uğratılırsa gelecek nesiller kozmapolit hüviyet kazanırlar, kaybolup giderler. Kültür erozyonu milletlerin benliğini ve bekasını yitirmesi anlamına gelir, yeryüzünde hayat sürdürmeleri asla mümkün olmaz. Cumhuriyetimiz kurulurken elbette demir perde ülkeleri vardı, kaldı ki bolşevik ihtilali yani Sovyet sosyalizmi 1917 hayat buldu, şu soruyu siz kendinize hiç sordunuz mu?
Neden Cumhuriyet, komünizm değil?
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK bu rejimlerin farkında değilmiydi ki şu sözü üstüne basabasa söylemiş ‘’ Efendiler, bu vesile ile muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki: Sinesinden yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden, bir an feragat etmesin’’ (Nutuk/ 11. Bölüm). Kültür milletlerin varlığının, canlı ve diri olduğunun işaretidir, yaşatılması ancak milli kimlikle olur bu hassasiyeti üzerlerinde taşımayanlar bundan bahsetmesi abesle iştigaldir. Tarihi yalan ve yanlışlarla öğretilen, kendi milli marşını değil enternasyonel marşını söyleyenler, yakalarına Leninin, Maonun, Che Guevara rozeti takanlar kültürden bahsedemezler. Milli hassasiyetleri olmayan başkalaşmış olurlar.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal istiklal marşını mecliste kabul ettirerek aslında bunlara ders vermiştir, tavsiyem 10 kıtasını baştan sona kadar okusunlar.
‘’ Fikir münakaşası fikir sahibi kimseler arsında olur, ideolojik kanatlar arasında münakaşa bahis konusu değildir, onlar sadece kavga ve harp ederler’’ (E.Güngör)
ALLAH’A EMANET OLUN
Namık GEDİK



Köşe Yazısı / Abartı
Cenaze Evi Ağlarken Yemekte Neyin Nesi?
Köşe Yazısı / Bir Gün
Köşe Yazısı / Dolmuş
Köşe Yazısı / Sevginin Fısıltısı, Paranın Gürültüsü
