‘’Layık olmadan makam sahibi olanlar, astlarını ısıtıp üstlerine kuyruk sallarlar’’ (İmam Gazali)
İnsanlar yaratılırken aptal olarak dünyaya gelmez, elbette bir takım kusurlu olanlar var, onlara gerekli ilgi ve şefkat gösteriyoruz, ancak bilerek ve isteyerek karşısındaki kişilerin bam teline basanlar zeka özürlüdür, dengeyi sağlayamayan, anlamakta güçlük çeken, kendi doğrularını enjekte etme gayretinde olanlar, akıl muhakemesi yapamayan serseri mayınlar.
Hiç bir fert aynı düşünce ve fikirlere haiz değildir, her ne kadar aynı kulvarda olsa da ufak tefek nüanslar hasıl olabilir, o da hiç bir zaman ayrışmayı, dağılmayı, yok olmayı beraberinde getirmez.
Fikirler tartışılarak daha güzel hale gelir, ancak dozajı kaçırmadan, hakaret boyutuna varmadan, tatlı bir noktada bitirmek en hoş olanıdır.
Toplum içerisinde bağnaz, egoist, despot insanlar mevcut, bu tipler psikolojik olarak tedaviye muhtaç insanlardır, okumayan, araştırmayan, doğruyu, eğriyi ayırt edemeyen, ancak kendi fikirlerinin enjekte edilmesi hususundaki baskılar demokrasinin özüne zıttır. İnsan bilgi sahibi oldukça dahada mütevazi, müşvik, saygılı, sevecen olmalı ki edindiğin bilgileri çevrenle paylaşabilesin, akabinde toplum içerisinde bir yerlerin olsun.
Her dişi doğurur, ancak anne olma ihtimali düşük seviyededir, bazılarının yüreğinde o merhamet duygusu maalesef yok. Vicdani yükümlülüğü olmayan, doğruları ‘’benim dediklerim’’ olarak düşünen ve karşısındakine kabul ettirmeye gayret eden, bencil davranan kişilikler toplumun dengesini sarsan, ikaz edildiği halde kendi bildiğini okuyanlar hiç bir cemiyette kendilerine yer bulamazlar. Siyaset düşünceleri tartışmak, gruplar halinde hareket, güç birliği ve iletişimdir, bu sosyolojik olgunun işletilmesi, zıttı ile belirli noktalarda bir ve beraber olması, yeri ve zamanı gelince olumsuz yönlerin eleştirilmesi saygı çerçevesinde terörize ederek değil insani yaklaşımla tavır takınılması demokrasinin yaşatıldığı anlamı çıkar, bu tarz hareketi benimsemeyenler daima ters hareket edenler, doğru dahi olsan muhalefet edip kaos ve kargaşaya zemin hazırlayanlar nörolojik rahatsızlığı olanlardır.
Fikirleri ayan olmuş dürüstçe haykıran birine düşüncelerinin tam zıttını yorumlamak, ısrarcı olmak, sadece psikolojik baskı uygulamak demektir.
Malum iki çeşit ayet vardır farz olan ve olmayan ayetler, farz olana mantık yürütemeyiz kesin ve nettir, ancak olmayanlara mantık yürütebiliriz, bu bağlamda muhteremler sanki sözleri farz ayetmiş gibi ısrar etmekteler, ikazlarımıza rağmen aynı nakaratı sürdürmekteler. Belirli yaşa gelmiş insanlarda artık duygu, düşünce, fikir hareketleri oturmuş, çok bariz hataların zuhur etmesi durumun da değişime uğrar onun haricinde temel esasta söz konusu değildir.
Bir takım insanlar başkaları tarafından kullanılmaya, idare ve sevk edilmeye müsaittir, dolayısı ile kukla olmuş demektir. Bu tip insan müsveddelerinden önder, idareci, vasıflı eleman, başkan olması asla söz konusu değildir.
Bu tipler siyasi yoğunlukta paye almak için kırk takla atarlar, üç kuruşa kendilerini satarlar. Türk milleti asırlarca dünyaya hükmetmiş uhdesinde tabi olanları asla asimile etmediği gibi despotizim uygulamamış, hiç bir zümreyi kendileri gibi düşünmeye zorlamamıştır, böyle hareket edenlerin bu milletin kanından, canından olmaları asla mümkün değildir, olsa, olsa kılıç artığı olur. Kısa tarihimizi gözden geçirelim, demokrasiden bahsedenlerin baş örtüsü zulmü yaptığını, inanç ekseninde yaşam sürenleri kamu kurum ve kuruluşlarında ispiyonlayarak çalışmalarını imkansız hale getirmeleri, ikna odalarının kurulması, bu düşüncenin ürünüdür yani şu haliyle devam etmektedir, fırsatını bulduklarında zorbalığa başlayacakları ayen beyan aşikar. Böyle bir düşüncenin demokrasiden, hukuktan, adaletten söz etmesi sadece yüzü, gözü makyajlanmış objektif olarak hoş, sübjektif nahoş vaziyettir, en ufak bir terlemede gerçek ortaya çıkacaktır, velhasıl takke düşer kel görünür.
Tuhaf olan bu tip insanların karşı fikirlere değil de kendi gibi düşündüklerini zannettikleri kimselere saldırmaları, yani devletin temelinden sarsılması için gayret edenleri bırakıp, sahip çıkanlara karşı mücadele etmeleri akıl ve mantık dışı hareketlerdir.
Hiç bir vakit fikirlerimi benimsemeyen, o doğrultuda hareket etmeyen kimselerle sadece merhabam olur, tartışma, fikir alış verişi, gündemin takibi asla olmaz kaldı ki eşyanın tabiatına aykırıdır. Karşı fikirleri benimsemeyebilirsin, düşünceler zıttı olabilir ancak demokrasi gereği saygı çerçevesinde davranmak gerekir. Fikirleri özümsemek, kırıcı ve hakaret derecesinde davranışlar sadece ve sadece terör ve kaos yaratır, bu da ülkenin gidişatına zarar verir. Meselemiz devletse ortak noktada buluşmamız şarttır, ben değil biz olduğumuz vakit ALLAH’tan başka kimsenin gücü yetmez, fakat bu koca kafalarda bunu göremiyoruz.
Yıllardır iktidarı muhalefeti ile diğerlerini izliyoruz olumlu bir hal ve davranış içerisinde hiç bir vakit olmadılar, aveneleri sokaklarda düşman avına çıkmış, gerek sosyal medyadan, gerekse diğer iletişim araçları üzerinden karşı düşünceye haiz insanlara baskı yaparak terör estiriyorlar, demokrasi ile elde edemediklerini bu yolla sindirme gayretindeler. Hiç bir canlıyı küçük görmeyin, zira topal sivrisinek firavunu öldürtmüştür.
‘’ Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder’’ (İmam Gazali)
ALLAH’A EMANET OLUN
Namık GEDİK



Köşe Yazısı / Abartı
Cenaze Evi Ağlarken Yemekte Neyin Nesi?
Köşe Yazısı / Bir Gün
Köşe Yazısı / Dolmuş
Köşe Yazısı / Sevginin Fısıltısı, Paranın Gürültüsü
