Suriye, savaşın yıkıcı etkilerini derinlemesine yaşayan ve halkının direnciyle yeniden ayağa kalkmaya çalışan bir ülke. Geçmişte Halep, Şam ve Yemen gibi şehirlerin yıkımını yazarken, savaşın getirdiği acıları, kayıpları ve parçalanmış hayatları anlatmıştım. Ancak bu acı dolu geçmişin ardından, bugün Suriye’nin dört bir yanında yeni bir yaşam umudu filizleniyor.

Halep, savaşın sembol şehirlerinden biri oldu. Yıkılan evlerin ve kaybedilen hayatların izleri hâlâ silinmemiş olsa da, Halep halkı yeniden inşa çabasıyla güçlü bir irade sergiliyor. Şam ise, uzun yıllar süren çatışmaların ardından, geçmişin izlerini taşıyan duvarların arasında yeniden şekilleniyor. Bugün, Şam’ın sokaklarında yankılanan çocuk sesleri ve sokaklardaki yaşam, halkın azmini ve sevgisini yeniden doğuruyor.

Sadece bu iki şehir değil, Humus, Hama, Rakka, Deyrizor ve diğer tüm Suriye şehirleri de savaşın ağır bedelini ödedi. Humus, yıllarca süren kuşatmanın ardından yeniden hayat bulmaya çalışan bir şehir. Rakka, IŞİD’in elinde karanlık günler yaşasa da bugün halkı özgürlük için çalışıyor. Hama ve Deyrizor, savaşın en ağır darbelerine rağmen, halklarının mücadelesiyle yeniden ayakta durmak için çaba gösteriyor.

Suriye’nin dört bir yanında halk, savaşın ardından birbirine kenetlenmiş durumda. Savaşın izlerini silmek için ortak bir çaba ve dayanışma sarf ediyorlar.
Tarımda, eğitimde, sanayide, her alanda umut ışıkları yanıyor. Suriyeli mülteciler, doğdukları topraklara geri dönerek, yıkıntılar arasından yeni bir hayat kurma arzusuyla dolup taşıyor.

Bugün Suriye halkı, sadece savaşın yıkıntılarını değil, kimliklerini ve umutlarını da yeniden inşa ediyor. Eski bayrağın simgelediği baskı ve otoriterlik, yerini halkın yeniden doğuşunu ve özgürlük mücadelesini temsil eden yeni bir bayrağa bıraktı. Bu bayrak, Suriye halkının direnişini, azmini ve geleceğe olan inancını simgeliyor.

Her dalgalandığında, yalnızca bir ülkenin değil, bir halkın yeniden doğuşunun sembolü oluyor. Şam’ın sevda dolu sokaklarından Halep’in yıkıntılarından yükselen yaşam seslerine, Humus’un yeniden inşa edilen evlerinden Rakka’nın umut dolu çocuklarına kadar, her bir detayda halkın zaferini görmek mümkün.

Suriye’nin yeniden doğuş hikâyesi, sadece bir ülkenin değil, tüm insanlığın dayanışma ve azimle neleri başarabileceğinin bir göstergesi. Bugün mutlu bir şekilde, halkın acılarından umutlar doğduğunu, direnişin zaferini ve yeni bir geleceğin kapısını nasıl araladıklarını yazıyorum.

Bu hikâye, bir ülkenin yeniden ayağa kalkışının ve halkın kalbinde taşıdığı sonsuz umudun öyküsüdür.

Dünyanın hiçbir yerinde savaşlar olmasın, çocuklar ağlamasın, evler yıkılmasın. Dilerim Allah’dan, her insan barışın, huzurun ve sevginin içinde bir yaşam sürsün.
En derin sevgilerimle…

Fikriye Ayrancı Keper
Belçika-Genk