Mehmet Karaca- Köşe Yazısı/ Bu yazıyı iki hafta önce kaleme almıştım ama paylaşmaya fırsat olmadı. Malûm deprem, çığ felakati, uçak kazası, şehitlerimiz İdlip derken Ülkenin gündemi yoğun Rabbim bu ülkeyi kazadan beladan görünmez musibetlerden korusun Şehitlerimize Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Son günlerde gerek çevremde gerek kamuoyunda sıkça karşılaştığımız bir işkence İstanbul sözleşmesi ve bu sözleşmeyi uygulamak için Akp nin yaptığı 6284 sayılı kânun…

Eskiler delikli demir çıktı mertlik bozuldu derlerdi. Şimdi ise yasa ve yönetmelikler çıktı ahlâk bozuldu. İnsanı hakkı hakikati bitirdikleri gibi aileyi bozdu kadınlığı bitirdi.

İşte size İstanbul sözleşmesi ve bu sözleşmeyi uygulamak için AKP hükümetinin yaptığı 6284 sayılı kânun..

Buyursunlar ve istatistiklere baksınlar 6284 sayılı yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren evlilikler azalmışmı azalmamışmı, boşanmalar çoğalmışmı çoğalmamışmı, varlık sebebi kadına şiddeti önlemek iken, kadına şiddet dahada artmışmı artmamışmı, kadın cinayetleri artmışmı artmamışmı?

Ama buyurmuyorlar bakmıyorlar ve zararın değil yasanın neresinden dönülürse kâr olacağı hikmetinden nefis yapıyorlar. Toplumun bir gözünü oydukları gerçeğini görüp, en azından diğer gözünü kurtaralım demiyorlar. Aksine iki gözünüde kör edip toplumun görmeyeceği tesellisiyle burunlarının değil, nefislerinin dikine dikine gidiyorlar.

AKP’ nin İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa mevzuundaki durumu tamamen budur arkadaşlar..

Erkek ile kadın arasına tam bir kara kedi cürmüyle giren 6284 yasa güya kadın lehine miyavlarken delil ve belge istemez, mesala mızıkçılık yapan bir kadının işaret ettiği kocasını dakkasında tırmalar. Hatta hırsızlık, gasp, yaralama, dolandırıcılık gibi onlarca suç çeşidi için mevcut yasalar uzlaşma ve arabulucuk kapısını açık tutarken, 6284 sayılı yasa kadın lehine bilgi belge delil uzlaşma yoktur.

Buna göre erkek ile kadın arasında uzlaşma ve arabuluculuğa da yer yoktur.

Yani bir kadın, kocasıyla tartışsa ve öfkeyle kocasını 6284 sayılı kara kedi yasasına şikayet etse, kocası dakkasında kedi maması olmak üzere enselenir. Misal kadın kocasıyla barışmak istese de buna mahal bulunmaz.
Zira İstanbul sözleşmesi ve onun Türkiye’deki Jandarması 6284 sayılı yasa buna müsaade etmez ve erkek ile kadını muvazeneli bir ilişkiye davet iddiasıyla ortaya çıktığı halde, gerçekte erkek ile kadını ayırmaya odaklı bir kara kedi gibi çalışır.

6284 sayılı yasanın kapsamındaki tedbir kararlarının, asla delil ve belge istememesinin manası budur.

Hâlbuki bir tatlı sözle, bir acı kahveyle, aile büyükleri ile yada bir kaç dal çiçekle halledilebilecek ailevî sorunları bizzat devlet eliyle dönüşü olmayan konvansiyonel savaşlara çevirir, aileyi darmadağın eder.

Hal böyleyken hesap edin değerli arkadaşlar sırf 2019 yılı içerisinde evinden uzaklaştırılan erkek sayısı 553.463 tür bunu devletin kurumu söylüyor.

Korkunç bir rakam büyük bir şehrin nüfusunu teşkil edecek sayıda erkek, yani Çorum ilimizin ilçeleri ve köyleri nüfusunun tamamı kadar sadece bir yıl içinde evine girmemek üzere aile hayatından sürgün edilmiştir. Hemde dönüşü, ister şikayet edilen erkeğin pişmanlığıyla, ister şikayet eden kadının pişmanlığıyla olsun, asla mümkün olmayan bir sürgünle…
Bunun manası gayet açıktır. Devlet erkek ile kadın arasındaki bin yıllık ve çelik halatlardan sağlam aile bağını, İstanbul sözleşmesi ve 6284 yasa ile pamuk ipliğinden zayıf bir bağa çevirdi. Bu yolla erkek ile kadından müteşekkil aile kavramınında boynuna en afillisinden yağlı bir urgan geçirivermiştir.

Peki bu evinden üç beş ay uzaklaştırılan insanlar haliyle boşluğa düşüyor psikolojisi bozuluyor. Dışarda bunlar zina yaparmı yapar, kumara düşermi düşer, esrar eroin alkol içer mi içer… Bunun gibi bir sürü şey Siz devlet eliyle insanları alıp sokağa atarak potansiyel suçlu yapıyorsunuz. Bunun vebali de günahıda vallahi sizin boynunuza zaten uzaklaştırma süresi bitse de evine döndüğünde o ailede huzur mutluluk bulamazsınız.

En güçlü bağımız aile yapımızdı oda devlet eliyle yozlaştırılıyor.
Aileyi evlilik yoluyla millet teşekküle getirir ama gene onu, sınırsız nafaka zulmüyle ve 6284 sayılı zülüm yasası ile devlet ketenpereye getiriyor.

Ama sayın Cumhurbaşkanı sanki biz başka ülkede yaşıyoruz, veya kendileri başka bir ülkeyi yönetiyormuş gibi oda dert yanıyor. Neymiş efendim evlilikler azaldı, evlilik yaşı git-gide yükseliyor, 30 yaş altında evlenilmiyor, evlilik dışı yaşam özendiriliyor aile kurumu giderek azalıyor evet evet aynen bunları söyledi şaka gibi bi an kendimi halisünasyon görüyorum zannettim.
Zinayi suç olmaktan çıkaran sizlersiniz daha domuz etine falan girmiyorum konu dağılmasın!!!

Kapitalizmin ve emperyalizmin kölesi olmuş sözde Müslümanlar bir çok konuda olduğu gibi, İslam adına milli ve manevî ne kadar kavram varsa kemirmeye ve tüketmeye devam ediyor. Avrupalı dostlarından aldıkları ilham ve desteklerle bizzat kendi elleriyle kavramların içi boşaltılıyor. Kısaca Müslümanlar kendi kuyularını kendileri kazıyor. Medenileşme adına iblise hizmet ediyorlar.

Evet doğrudur, Bengladeş ulusal meclisinin aile kurumuna matuf hatalı kararları evlilikleri azaltmış ve Malta Cumhuriyeti yayıncılık düzenleyici kurulu BAM’ın duyarsızlığı sebebiyle Turkiye’de evlilik dışı ilişkiler özendirilmek yoluyla arttırılmıştır.

Emek verip okuyan arkadaşlar hakkınızı helal edin bu konuyu Milletvekili abilerimize de ileteceğim inşallah en kısa zamanda gündeme getirirler. Hepinize saygılar sunuyorum.