Son Güncelleme: 7 Mart 2016 12:34 Çorum Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru’ya Ahıska Türklerinin Kazakistan’ın güneyindeki Jambıl Eyaletinin Bayzak İlçesi Burıl Köyünde yaşanan olaylar ve sorunları ile ilgili taleplerini iletmişti. Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, Uslu’nun talebine cevap vererek açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Koru, açıklamasında;

BURIL KÖYÜNDE YAŞANAN OLAY HAKKINDA

15 Şubat 2016 tarihinde Kazakistan’ın güneyindeki Jambıl Eyaletinin Bayzak İlçesi Burıl Köyünde hırsızlık amacıyla komşu eve giren uyuşturucu bağımlısı “yerel Türk” bir gencin 5 yaşındaki çocuğu bıçaklayarak öldürdüğü, söz konusu üzücü cinayet hadisesi sonrasında köyde Kazaklarla Ahıska Türkleri arasında gerginlik çıktığı haberleri basında yer almıştır.

Hadisenin etnik gruplar arası bir çatışmaya dönüşmesi riskinin bertaraf edilmesini teminen Kazak makamları ile Ahıska Türk Toplumu ileri gelenleri hızlı davranmışlar, gerek milliyetçi gerek bazı yabancı çevrelerin olası bir kışkırtması durumunda büyük bir menfi hadise yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını sağlamışlardır.

Keza, hadise sonrasında köye ivedilikle çok sayıda güvenlik gücü sevk edilmiş, emniyet tedbirleri alınmıştır.

Söz konusu cinayeti işlediği gerekçesiyle gözaltına alınan sanık 16 Şubat’ta tutuklanmış, Kırgızistan’dan gelerek köye yerleştiği ve Hemşinli olduğu söylenen ailesi köyden uzaklaştırılmış (ailenin olaylar üzerine Kırgızistan’a geri gönderildiği duyulmuştur), bölgenin Mülki ve Güvenlik makamları ile Ahıska Türk toplumunun ileri gelenleri yerli ahaliye itidal çağrısı yapmışlar, köyde yaşayan Ahıskalı ve Kazak Aksakalları devreye girerek yatıştırıcı telkinlerde bulunmuşlardır. Ahıska Türkleri, bu meyanda sanığın ailesinin evini maktulün ailesine vermeyi ve cenaze masraflarını üstlenmeyi önermişlerdir.

Kazakistan İçişleri Bakanı da hadisenin hemen ardından açıklama yaparak, olayın niteliğini ve suçun şahsiliğini vurgulamış, bu tür olayların toplumlara mal edilmesinin yanlışlığına dikkat çekmiş ve etnik provokasyonlara karşı itidal çağrısı yapmıştır. Almatı’da ve Jambıl Eyaletinin başkenti Taraz civarında yaşayan Ahıska Türkleri dernek yöneticilerince de gerek halka doğrudan gerek basına itidal, sükunet ve olayın kendilerine mal edilmemesi gerektiğine dair açıklama ve çağrıları da durumun yatışmasına müspet tesirde bulunmuştur.

Keza, konu hakkında görüşülen, Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) Genel Başkanı Ziyaeddin Kasanov özetle, olayın büyümemesi ve propaganda malzemesi olarak kullanılmaması için hadise sonrasında hemen yerel makamlara görüştüğünü, yakın münasebetleri sayesinde zamanında gerekli önlemlerin alınmasını sağladığını, Ahıskalılara da itidal çağrısı yaptığını, bu olayın adi bir cinayet vakası olduğunu, bir kişinin suçunu tüm Ahıskalılara mal etmemek gerektiğini, bazı çevrelerin kasten olayı provoke etmelerine imkan tanınmadığını, neticede Ahıska Türk Toplumunun ciddi bir zarara uğramamasının sağlandığını, durumun tamamen yatıştığını ifade etmiştir.

Sonuç itibariyle, sınırlı çapta olan ve şahsi bir nitelik taşıyan bu hadisenin, özellikle Rusya kaynaklı bazı internet sitelerinde (“regnum.ru” gibi) olayın “Türk-Kazak savaşı başladı” başlıklarıyla provoke edilme çabalarının, uçak krizinden bu yana ülkemize karşı yürütülen yoğun kara propagandanın ve halk arasında etnik kışkırtıcılık için bahane arayışlarının bir parçası olarak görülebileceği, ancak vakitlice alınan tedbirlerin suistimalin önünü kapattığı söylenebilecektir.

Bununla birlikte, Kazak makamlarının sağduyulu yaklaşım ve açıklamaları, güvenlik önlemlerinin derhal alınması ve Ahıska Türk Toplumunun doğrudan kendileriyle bir ilgisi olmayan hadiseye sükûnet ve temkinle yaklaşması, olayın bazı kötü niyetli çevrelerin tahriklerine rağmen büyümeden yatışmasına yardımcı olmuştur” dedi.