Tarih büyük şahsiyetleri altın harflerle yazar, kim hangi düşüncede ve fikirde olursa olsun.
İstediklerini yaptırtamayanlar bir bahane ile kötü ilan ederler. Bir ülkenin iyi tarihçileri yoksa kendi tarihinizi başkalarından öğrenirsiniz, onlarda size doğruları değil kendi zihinlerindeki tarihi öğretirler.
Yıllarca geçmişimizi yabancı yazarlardan öğrendik, aslında onların deyimi ile kahraman olanları maalesef hain gözüyle baktık.
Bugün ki tarih eksiktir, genel manada araştırılarak yazılmalı, tarihi vesikalar ortaya konulmalıdır. TÜRK MİLLETİ sadece Selçuklu ve Osmanlı, dan ibaret değildir, bunların haricin de birçok TÜRK devleti var olmuş, tarihe geçmiştir. Büyük bir tarih konseyi kurularak TÜRK tarihi yeniden yazılmalıdır. Adaleti, ekonomisi, tarımı, ilmi, bilimi, alimleri, icatları, buluşları millete anlatılmalıdır.
Gündem oluşturmak ve laf olsun diye Abdülhamit Han aleyhinde konuşarak, onun üzerinden Cumhurbaşkanı hedef alınmıştır.
Bir tarihçinin o zamanda yaşanan olayları bilmemesi mümkün mü, elbette değil, araştıracak doğruları hafızasına kazıyacak, sonra olumsuz siyasi malzeme yapacak, ancak iki grup mevcut biri GÖK SULTAN, diğeri Kızıl Sultan diye tarif ediyor.
Kişinin bakış açısı kinayense, daima kendi tarafından, lehine olanları alır ve değerlendirir, doğrular elbette tektir, mesele adil olmak, olayları o günün şartları içerisinde değerlendirmek doğru olacaktır.
Ermeni, Rum ve Yahudilerin dediği gibi Abdülhamit Han kızıl sultan mı?
Neden böyle söylem birliğine varmışlar, yaptıkları eylemleri niçinler, nedenleri bilirsek o zaman doğrusunu buluruz.
Meşrutiyetin ilanı ile meclisi mebûsan oluşur, vekiller toplam 144 kişidir, 71, i TÜRK 73 gayrimüslimdir, devlet lehine bir karar çıkacağı vakit olumsuz neticelenir, bunun üzerine Abdülhamit Han meclisi fesheder.
Yahudiler ve İngilizler Filistin topraklarını istemektedirler, bunun için sterlin ve ticaret teklif ederler fakat cennet mekan Gök Sultan “Ben bir karış dahi olsa toprak satmam; zira bu vatan bana değil Osmanlı milletine aittir. Milletim bu toprakları kanlarını dökerek kazanmışlardır.
Ne ile aldıysak onunla geri veririz’’ Vatan toprağına bu denli önem veren bir devlet adamına kimler karşı çıkar, kızıl sultan der, sadece bu sözü kafidir.
Batı geçmişine söven nesillere pek sever taltiflerde bulunur, ödüller verir. Bu sözüm ona tarihçi belki de batıya mesaj vererek destek istemektedir. Kızıl sultan diyenlerin rahmetli Atatürk’ ün dediği gibi ‘’ Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!’’.
Yaşamımızı sürdürdüğümüz bu topraklar çok kolay yurt edinilmemiştir, belirli bedeller ödenerek bugünlere gelinmiştir ve halen bu topraklarda gözü olan harici ve dahili bedbahtlar mevcut.
Atalarımıza kem söz edenler yukarıda bahsedildiği gibi bizden değildir, ya giderken bıraktıkları kılıç artığıdır ya da başka tebaadandır, bunun başka izahı var ise söyleyin bilelim.
Almanya ikinci dünya savaşı da bölünmüş bir uçarı lider ülkesini felakete sürüklemiş, halkı bitkin olmuş, bugün Almanlara sorduğumuz vakit Hitler hakkında kötü bir söz duyamazsınız, gizli bir hayranlıkları vardır, küfür etmezler, hainlikle, diktatörlükle suçlamazlar.
Sovyetler Birliği ne Lenin için, nede Stalin için kötü konuşmaz, yorum yapmazlar, ancak bizdeki Fransızlar bu kayığa binerler.
Türk devletlerinin başına her daim akıllı, bilgili kişiler gelmemiş elbette zaafı olanlarda gelmiştir, fakat mutlaka arkasını toplayan birileri olmuştur.
Tarih bize hakaretle, küfürle öğüt vermez ancak o gün ki olayları irdeleyerek bugünleri yorumlamamıza neden olur, bir nevi ışık tutar. Bugünün gözü ile dünü irdelersek bize husumet besleyenlere pirim vermiş oluruz, iyisi ile kötüsü ile tarihi şahsiyetler bizimdir.
Mesele gündem oluşturmaksa, oluşturulacak çok konu bulabilirler. Birisi kalkıp siz küfredenlerin geçmişlerine dil uzatsalar ne yaparsınız, ki bunlar birde devlet adamı olursa büyük infial yaratmaz mı, bunların hesabını iyi yapan akıllı adam işi, iş olsun beri gelsin diyenlerin değil.
Yıllarca tarih kitaplarında ecdada küfür edildi, hain yaftası vuruldu örneğin Gök Sultana atfen yazılmış bir şiir;
Öğren yavrum 10 Temmuz bayramların en büyüğü,
Esir millet böyle bir gün zinciri kırdı, söktü.
Ondan evvel geçen günler, bilsen yavrum ne siyahtı,
Milletin her iyiliğini düşünecek padişahtı;
Halbuki o zaman sultan, insan değil canavardı,
Canlar yakar, kan dökerdi, millet ondan bizardı.
Bu milletin çocuklarına, atalarına küfretmeleri ve düşmanlık beslemeleri için genç beyinlere nakşedilmiştir.
Ancak Türk milletine ihanet edenlere kötü gözle bakarız, onu haricinde aciz kalmış insanlara sadece beceriksiz diye ifade edebiliriz. Türk tarihinde devletine ihanet eden devlet adamı yoktur, ancak sadaret makamlarında bula bilirsiniz, bu konu ayrı bir makale ister.
Devleti 33 yıl idare etmiş, türlü oyunlara rağmen hepsinin üstesinden gelmiş, ondan sonra olacak olan savaşları görmüş ve tedbirini almış insana laf söylemek ancak hainlerin işi olur.
O gün hürriyet diye yola çıkanlar, diktatörlükten bahsedenler jön Türkler, ittihat ve terakki örgütleridir, o gün sıkıyı görünce sahiplerinin etekleri altına kaçtılar, bugüne bakalım aynı temennilerde bulunan bir güruh mevcut, her olayı bahane ederek asileşen ve bir kaşık suda fırtına koparmak için çaba sarf eden batının maşaları.
Aynı kurgularla sadece biraz daha modern bir şekilde oyunlarını sahnelemekteler, bu senaristlerin figüranları da bizim yerli marabalar.
Bu ülke birçok devlet adamı gördü, ancak milletin değerlerine saygısızlık yapan birkaç taneden ibarettir.
Tek adam rejimi ararsanız 1940 yılları irdeleye bilirsiniz. Bir konuda hüküm verirken önünü ve arkasını tartmak akıllı insan işidir, bugün söylediğin yarın senin karşına kurşun gibi çıka bilir, bilhassa milletin huzuruna çıkan önder niteliğindeki şahsiyetler nerde, ne zaman ne söyleyeceğini iyi tartmalı.
Ektiğin mahsulün hasadını ona göre yaparsın.
Mensubiyet duyduğun ve onun için mücadele yoluna çıktığın milletin değerlerine dokunmayacaksın, aksi takdirde toplum cezasını misliyle verir. Bizim milliyetçilik anlayışımızda geçmişe hakaret ve küfür yoktur, yapanlarda bu milletten değildir.
“ Ve samimiyetle söylemek isterim ki, Şah İsmail de en az Yavuz Sultan Selim kadar bizim için saygıdeğer ve yeri dolmayacak bir hünkârımızdır,‘’ Türkiye Cumhuriyeti bizimdir, Atatürk bizimdir, Abdülhamid Handa’’
Türk milletine hizmet etmiş geleceğe köprü kurmuş, temele taş koymuş kim var ise hepsini rahmetle, minnetle yad ediyoruz.
Bu gün hür ve müstakil yaşadığımız, rahatlıkla düşüncelerimizi söyleyebildiğimiz topraklarda, halinden memnun olmayanlar, fikir ve düşüncelerine ters düşenler diledikleri yere gitmekte özgürdür, bakın orada hukukun üstün olduğu sizlerin deyimi ile batı ve ABD vardır. Hiçbir kimseyi zorla tutmuyoruz kendini TÜRK hissetmeyen gidebilir.
Dün düşmanlarımız ve onların yerli uşakları vardı denize döküldüler, bugün onlardan arta kalanlar efendileri vasıtası ile rol verilmekte sahneye çıkartılmaktalar, geçmişten ders almadıkları bir gerçek, yine hüsrana uğrayacaklar, rezil olacaklar. TÜRK milleti asildir sevmesini, merhameti bilir ama hainliği asla affetmez.
‘’ KURT KIŞI GEÇİRİR AMA YEDİĞİ AYAZI UNUTMAZ’’
ALLAH’A EMANET OLUN. Namık GEDİK