Değişmek hangi şartlarda ve neye, kime göre. Toplumun istek ve arzularına göre mi, yoksa menfaatlerin gereğimi?
Elbette bu durum değişir, mesele kişinin düşüncesi şayet değiştiyse bunun belirtileri olması şarttır. Hani bir hastalığın zuhur etmesinin belirgin özellikleri, dışa vurur. Bu güne kadar değişim geçirmeyenlerin söylemleri ile bir noktaya varamayız. Bunlar ancak evrim geçirirse mümkün olur, onunda bilim dışı olması hasebiyle palavradan ibarettir.
Bir şahsın veya topluluğun değişim yapa bilmesi için geçmişini tamamen silmesi, söylemlerini terk etmesi, yaşayışındaki aykırılıkları gidermesi elzemdir.
Kitlenin yaşayış tarzını ve düşünce yapısını değiştirmesi için köklü bir devrim gerekir, zira bunun elbette aksi yansımaları olacak belki de içerisinde bulunan bir takım gruplar kitleyi terk edecektir. Bu hadiseler genel de olmaktadır, tarihin tozlu sayfalarında devletlerin bu hareketle de yıkıldığı dahi olmuştur, Siyasi Konjonktürde gerçekleşmiş sağlam olmayanlar dağılarak parçalara bölünmüştür.
Fikir bazında olan örgütler aldıkları darbelere ve hainliklere rağmen sağlam duruş sergileyerek ayakta kalmıştır, sağlam inancın ve fikrin vermiş olduğu değer yargılarının üzerindeki etkisidir. Değişimde davul başka çalar, zurna başka icra ederse orada bir sorun var demektir, ya davulcu zurnaya, yada zurnacı davulcuya uyum sağlayacaktır.
Gelelim bizim değişimcilere muhalefetin başı ‘’CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu” Gezi olayları dolayısıyla bu ülkenin gençlerine, kadınlarına nasıl hakaret edildiğini biliyorsunuz. Yarın döner size hakaret ederler. Devlet anaların ayaklarının altındadır. CHP eski CHP değil, siz de eski siz değilsiniz. Aynı değerleri savunuyoruz” acaba hakikaten değişti mi, buna inanmak için evvela taze beyanatlara ve konuşmalara bakmak gerek, bizim zihnimizde yer bulacak söylemler ve hakikat gerek Diyarbakır’ da başka, Yozgat’ta farklı olmayan, her yerde aynı olan gerek.
‘’”Söz veriyorum o Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler” peki Diyarbakır’da ne demişti;
”Bu ülkenin tarihiyle helalleşme bu ülkenin geçmişiyle yüzleşmedir. Yüzleşeme yönünde bir adım atılırsa, bir daha bu katliamların yaşanmaması için, savaşların sonlanması için, insanların ölmemesi için, bu yönde düşünce ve pratik adım atılırsa, bu ülkenin huzuru için hizmet etmeyi düşünüyorlarsa bizim de önerilerimiz olacak” Savaş iki devlet arasında yapılır bizim doğudaki Mücadelemiz terör örgütü ile, önce bunu anlayacak sonra emperyalistlerden lojistik destek ve silah alan bu kanlı kuklaları bir devletin neferi olarak göstermeyeceksin.
Milletin bu mücadelede verdiği şehitleri göz ardı edersek vatana ihanet etmiş oluruz, aynı şekilde teröristin cenazesine katılmak, taziyede bulunmak şehitleri ve yakınlarını hiçe saymak anlamına gelir. Bunun adı değişimse batsın böyle değişim. Suriye hükümeti ile diyalog kurulması öneriliyor bu hakikaten gerçek mi?
Nasıl olacak dün babası ve oğulcuğu Hatay ilimizi istiyor, bu konuda aleni beyanatlarda bulunuyordu, Esat’mı değişti acaba?
Konular söyleme geçmeden önce tarihi derinliği incelenmeli iyi bir analiz yapılarak fikirler paylaşılmalıdır, zira sonuç vahim olur. ‘’Ben Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyor ve oradan göç istemiyorsam konuşacağım kişi bellidir.” ifadeleriyle her zaman söylediği Esad ile görüşme önerisini dile getirdi’’ Daha öncede Şam’a bir ekip gitti görüştü peki sonuç, değişen bir durum var mı?
Başkalarının kuklası olan, iktidar hırsı ile koltukta kalmak gayesi ile emperyalistleri çağıran basiretsiz bir şahısla ne konuşulacak, kaldı ki böyle bir yetkilide gözükmemektedir.
Yunanistan’ a ziyarette bulunup orada Türkiye aleyhine beyanatlar verenler kimlerin dostu, hizmetçisi ‘’Türkiye’de yönetim sorunu var”
“Yunanistan’ı bu boş tartışmalarla rahatsız etmeyelim. Ama şunu söylemeden edemeyeceğim. Cumhurbaşkanına yakın gazetecilerin ve medyanın seçimlere daha uzun bir süre varken her gün cumhurbaşkanı adayı tartışması çıkarması, aslında ülkede bir yönetim sorunu olduğunun itirafıdır’’
Bu ziyareti bir devlet adamımı yoksa belediye başkanımı yaptı, böyle bir beyanatı hangi ülkenin yerel yöneticisi yapar ALLAH aşkına söyleyin, vazife yaptığı ülkeyi karalayan bir başka yerel yönetici var mı?
İzmir büyük şehir belediye başkanı Yunanistan ziyaretinde “Dost olmak konusunda anlaştı, Erdoğan’ın iki halk arasındaki ilişkileri rehin almasına izin veremeyiz” bu ziyarete gidenler hangi maksatla gittiler?
Niyetleri halisse bu konuşmalara neden tepki göstermediler, bu ülkenin yerel yönetici bir başka yerde mensup olduğu ülke aleyhinde veya resmi makam sahipleri aleyhine beyanatta bulundukları an tepkiyi göstermeli, gerekirse o mekanı terk etmeli, ama şayet aynı soydan geliyorlarsa bir yorumda bulunmak yanlış olur, tezat olan bu kişilerin şikayet ettikleri ülke vatandaşı olması yani bir nevi kendi ailesinden birini husumet besleyen düşmana Gammazlamak, ne ulusalcılık nede milliyetçiliktir, Kuvâ-yimilliye ruhuna da aykırı. Muhalefet anlayışı bu ise bizde sorun var demektir, zira bunu ancak hainlik besleyenler yapabilir.
Milletin inançlarına, yaşayış tarzına, değerlerine aykırı hareket edenlerin aslında o ülkede bulunmaları millete cefadır, beğendikleri yere gönderilmeleri elzemdir.
Ne değişmiş, neresi farklı dün bıraktığımız yerdeler.
Önce sevmek, korumak, kollamak her ülkenin insanı için vatandaşlık vazifesidir, şikayet etmek, birilerinden medet ummak anlamına gelir, nihayeti mandacılıktır. Dün kahrolsun ABD diyenler bugün onların kayığında yön bulmaya çalışıyor. Değişim ilimde, teknikte, bilimde ve uygulamalarda olur. Değişim değer yargılarına saygı çerçevesinde çağın gerekliliklerine göre milli kimliğini yok etmeden yapılmalıdır.
Bir takım kendini aydın gören güruh kayıtsız şartsız batının hayranı ve kuklası, övgüler, nameler, saygılar bir birini kovalamakta, batının onayı olmayan aydın, bilim adamı olamıyor, önce batıdan icazet alacak sonra ülkeye yüzünü dönecek. Tarihi şöyle karıştırdığımız vakit bunları kendilerine idol olarak seçen acaba batının buhran içerisinde kıvrandığı vakit TÜRK milleti nasıl bir hayat sürüyordu, ilimde, teknikte, fende ve sosyal hayat tarzı neydi bilmeliler.
Değişmek demek mensubiyet duyduğun toplumun kural ve kaidelerine uygun söylem ve icraatlar geliştirerek kendini o günün şartlarına göre güncellemek gerek. Kendini günün şartlarına uygun güncelleyen tek kitle vardır onlarda ÜLKÜCÜLERDİR büyük yıkımın ve zulmün pençesinden çıkarak kendilerini güncellemiş, geliştirmiş olarak varlığını devam ettirmektedir. CHP elbette değişti yada evrimleşti çünkü fabrika ayarlarından uzak, milli ve manevi değerlere aykırı duruş sergilemektedir.
Değişim elbette günün önemine göre şart, ancak bu milli, manevi, gelenek ve göreneklere uygun TÜRK MİLLET yapısına katkıda bulunması bu meyanda gerçekleşmesi gerekir.
‘’ İçeride değişiklik yapmayı taahhüt etmeden önce dışarıda değişiklik yapılmasını bekleyenler hiçbir zaman değişiklik yapmazlar’’ ALLAH’A EMANET OLUN /Namık Gedik