‘’ İnsan, faidesiz çok bilgiden ziyade. Edep ve yüksek terbiye lazımdır’’ (A.İbni Mübarek)

Bir seçim geçti zaman tünelinden, eğrisi ile doğrusu ile tarihe not düşüldü, bol keseden hulufe dağıtanlar, menfaat için kapı, kapı dolaşanlar ve sevdası için yollara düşenler, hepsi bir amaç için çaba sarf ettiler, ancak bir farkla biri hariç, diğerleri makam, mevki ve menfaat üzere emek sarf ettiler. Devletin geleceğini her şeyin üstünde gören kişilerin, makamların değil Türk dünyasının sağlam temeller üzerinde yol kat etmesi düşüncesiyle hareket edenler.

Devlet yaşayacak ki insan yaşasın, yarınları düşünerek bugünden geleceği görmek o istikamette planlar, projeler ve sağlam inançlı kadrolar görevlendirerek zaferinin müjdesini almak gerek.

Mağlubiyetin sebeplerini önce kendinde, sonra çevrende arayacaksın her ikisi de bir birine zincir halkaları gibi bağlıdır, birini suçlayıp diğerini sorgulamamak meseleyi yarım olarak ele alma anlamı taşır, bu tip bir yargılama asla sonuçları değiştirmez.

Günahlar bir kesime, sevaplar diğer kesime atfedilirse o vakit adaletten ve hukuktan bahsetmek acziyetten başka bir durum yaratmaz. Muhakeme yaparken adil ve mesafeli olunmalı zira lider kriterleri olan, avanesini iyi idare eden yükümlülüklerini yerine getiren kimsedir. Batı liderleri idare ve sevk eden bir komite ile yol yürür, bugün ki tabiri ile danışmanlar, Türk milleti böyle bir oluşumu asla kabul etmez, zira liderin en ön safta kararlı tutum ve davranışları bekler, uygulamalarda bizzat kendilerini görmek ister denileni değil dediklerini yaptırtan divanı ile kararlar alan uygulayan bir kişilik bekler.

Meseleleri doğru analiz edersek sebep sonuç ilişkilerini rahat çözer gelecek seçimlerde daha tutarlı ve istikrarlı yol yürürüz. Şanzıman dağılmış, balataları sıyrılmış, aküsü bitmiş bir arabanın uzun yol gitmesi hiç bir vakit tavsiye edilmez, öyle ise insan ve toplumlarda beklentilerine cevap alamadıkları vakit artık bezmiş bir hal ile hayata bakar.

Arızanın tespiti ve doğru tamirci meydana gelen sorunları ivedilikle çözecek yakılan, yıkılan viraneleri mamur hale getirip milletin pazarına sunacaktır. Yanlış analistler ve danışmanlar zamanı doğru okuyamazsalar gelecek vaat etmeninin bir manası olmaz, sadece sözde kalır bir hoş seda denir kaybolur gider.

Demokrasiden, adaletten, insan haklarından bahseder ahkam kesersin ama uygulamada daha dünün muhakemesini yapmadan sanki galip edası ile caka satarsın, unutma seni izleyen birileri var yalancı çoban durumuna düşmeyesin, zira millet çok iyi muhakeme yapar hesabı da keser, faturayı sana ödetir. Milletin milli değerleri her açıdan ön planda olmalı, bunlarla çatışmaya girmek bizim toplumumuz da intihar anlamına gelir yani bile, bile lades demektir.

Bu tip düşünceyle siyaset yapanların hiç bir vakit iktidar şansı olmaz. Millete yabancılaşmış, aykırı tutum ve davranışlar sadece ve sadece bizlere hasmane gözle bakanların ekmeğine yağ sürer. Yapılan bir işin sonunda zarar ve kar hesapların, niçinleri, nedenleri masaya yatırılmalı ki gelecek sefere daha az zaiyatla hareket edilsin. İnsanoğlu her günün sonunda geçen zamanın muhasebesini yaparsa hataları tespit eder gidermek için plan, proğram hazırlayarak yarına daha emin adımlarla bakar ve yürür.

Hatalarıyla yüzleşemeyip suçu başkalarına atıp tereyağından kıl çeker gibi sıyrıldığını sananlar milletin attığı tokatla kendilerine gelirler, bazen bu tokatlar kifayetsiz kalabiliyor. Kulak sağır, göz kör olunca riskleri göremez ikazları ve itirazları duyamaz olur nihayetinde kendini bilinmezliğin kervanında bulur. Bencillik nefsi arzuların ayyuka çıkmasıyla tavan yapar ve duyamaz kör olurlar, oysa toplumun içerisinde onların dilek ve temennilerini kale alanlar her vakit el üstünde tutulur.

Başarı ve zafer her ne kadar eş anlamlı gözüksede bir birlerinden farklıdır başarı bir işte muaffak olmaktır, zafer zirveye çıkmak ondan başka katmanın olmadığının tescilidir. Başarı neye göre, nasıl olur kıstası nedir önce onu tahlil etmek gerekmez mi?

Geçmişi masaya yatıracaksın sonra bugünü yanına koyacaksın işte o vakit kar ve zarar ortaya çıkar bunu yapamazsan her girdiğin güreşi ayrı ayrı katagoride değerlendirirsen senin liğin olmaz amatör olursun mahalle takımlarıyla boy ölçüşür yer ve zamanın olmaz. Hedefe varmak için ilk önce iyi bir takıma ve alt yapıya sahip olman gerek ve donanım, sahayı okuyan yanlışı gören anında müdahale eden ekipmanların olması gerek. Yaşadığımız zaman diliminde her hareketin artıları olduğu gibi eksileri de mevcuttur, mesele analiz edip mana verebilmekten geçer.

Yıllardır ülkemizde seçimler olmaktadır her sonuçta mağlup olan türlü, türlü bahaneler uydururlar, aslında kaybettiklerinin hüznünü yaşarlar ve mutlaka bir suçlu bulurlar onu kurban ederler, oysa kendi kusurlarını görmezden gelirler. Teknoloji ve bilim geliştikçe toplum üzerindeki bir takım kriterler değişmekte bu doğrultuda kendini yenileyenler girdikleri her yarışta ipi rahatlıkla göğüsler, hataları görmek ve kabullenmek erdemliliktir.

 Her mücadele sonunda mutlaka muhakeme yaparak eksikleri ve artıları masaya yatırıp nedenleri, niçinleri tespit edip gelecek sefere daha güçlü ve kararlı bir duruşla zafere gidilir. Zihniyette ve eylemde değişiklik olmazsa, kendini topluma adapte edememişsin, çağın gerisinde kalmışsın demektir.

‘’ Sakın ola köprüyü geçene kadar dahi olsa, ayıya dayı deme. Olur ya köprünün ortasında köprü yıkılırsa, öbür taraf ayının yeğeni olarak gidersin’’ (N.F.Kısakürek)

                                  ALLAH’A EMANET OLUN

                                                                                  Namık GEDİK