Yazar senaryosunu yazıyor, ama objektif olarak ilk gözüken, rol alan figüranlar, daima her konuda mutlaka başka başka kişiler afişe oluyor fakat rolü veren hep aynı. Devletler ve milletler mücadelesinde de ana server aynı ancak kullanıcılar farklı. Mesele önümüze konulan resmi irdeleyerek yapılmak işlemi bulmak ve o meyanda tedbir alıp çözüm üretmek gerekir.

Roman ve hikaye yazarları gerçek olaylardan kurguladıklarını katkılı bir halde topluma sunarak, bir takım bilgileri ve gerçek olayları yanıltarak aksi propaganda ile hedef sapıtmak istemektedirler.

Resmi iyi analiz ettiğimizde aslında oyunu kuranların ve sufle verenleri ruh ikizleri olduğu aşikar olacaktır. Bu hal aslında Matruşka bebeklere benzemektedir görüntüde tek ancak açıldığında bir birlerinin muadili olarak göze çarpacaktır.

Emperyalizim global olarak her yerde var olmak söz sahibi olarak kararlar aldırtmak ve uygulatmak için maddi, manevi ve lojistik olarak iç dinamitler üzerinde kurgulamalar yaparak gerek basın yoluyla gerekse ajansları vasıtası ile gündeme getirerek algı operasyon yapmaktadır.  Ekonomik gerekse siyasi olarak baskı altında istek ve arzuları gerçekleşene kadar yılmadan devam etmektedir. Figüranlar değişiyor, ancak senaryoyu yazan daima aynı, dün başkaları kullanılıyordu şimdi yenileri. Malum hafızalarımızı biraz tazelersek bakın ne dediler sonuç ne çıktı.

20 Mart 2003 te ABD Irak’a girdi bahanesi dünya kamu oyuna ‘’ kimyasal silahları imha etmek için girdik’’ oldu yapılan incelemelerde rapor hazırlanmış, rapor tam aksini özetlemekte ‘’Grubun atanmış başkanı konumunda olan David Kay yapılan araştırmalar sırasında savaştan önceki Irak’taki kitle imha silahlarına dair neredeyse tüm istihbaratın yanlış olduğunu görerek istifa edecektir.

CIA Başkanı George Tenet, kendisini uyarmasına rağmen istifa yaşanacaktır. Kurum özellikle Pentagon ve CIA tarafından bir araya getirilmiş olmasına rağmen bu kurumların istemediği şekilde bir rapor kaleme almıştır.

Irak’a saldırmak için kitle imha silahlarının varlığını bahane eden başta ABD Başkanı Bush ve Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair olmak üzere liderler raporun ardından kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda kitle imha silahları olmasa da Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu iddia edeceklerdir’’.  

Asıl gaye elbette kimyasal veya kitlesel silahlar değil ‘’petrol’’ dür. Irak, a demokrasi getireceğiz diyenler kapalı ortamda yaşayan halkı iştahlandırmış, ancak sanılanın aksine o günden beri bir türlü belini doğrultamamış, devamlı anarşi ve kaos yaşamaktadır. Yukarıda dedik ya Matruşka açıldıkça hep aynı çıkıyor, araştırdıkça aslında oklar kapitalizmin ağ babalarını işaret etmektedir. Emperyalizmin gayesi sömürü düzenini idame ettirmek, karşısında güç devşirenleri ezmek, kendi hegomanyasına alarak ürettiklerini fahiş fiyata satmak, bunun gerçekleşmesi içinde gerek iç, gerekse dış ilişkilerde anarşi ve kaos çıkartarak döngünün kendilerine gelmesi, hasıl olan ihtiyaçların temin noktasında devreye girerek nazik ama sert bir şekilde o ülkeye satmak.

Ülkelerde sırf bu planların yürürlüğe girmesi ve güncellenmesi noktasında çalışanlar var. Batımızda Yunanistan, doğuda Ermenistan, güneyimizde Suriye bize karşı kışkırtılmakta oluşan ve gelişen hadiselerden hoşnut olmadıkları için kaos yaratmaktadırlar.

Aynı senaryo sahneye sürülüyor ama figüranlar değişiyor. Dış güçlerin en büyük kozları ülkemizde faaliyet gösteren batının finanse ettiği düşence kuruluşları ve onların faaliyetleri.

Derin bir analiz yapılırsa batı düşünce kuruluşları ve ona hizmet eden dahili bedbahtlar bu kuruluşlardan veya vakıflardan ne kadar nemalandılar hepsi afişe olacaktır. Hangi iktidar döneminde, hangi vekiller bu oyuna alet oldular bir bir açığa çıkarılmalıdır.

Cevahir otelde STK toplantısı yapıldı davet edildik ( uçak tek.der. bşk vkl olarak) 400 STK kuruluşu toplantıya iştirak etti, yaptığım gözlemlemede AB’ nin yaptığı yardımlardan bir çoğu yararlanmış bu STK’ lar AB kriterlerine uygun tüm antlaşmaları kabul etmişler.

Elbette bize de teklif edildi ancak şartları var evet sen yardım alacaksın, ihya olacaksın, fakat sana ne emrederlerse onu yapacaksın. Bugün AB’ nin şemsiyesi altına giren yardım alan, ancak emir de alan bu kuruluşlar Türkiye Cumhuriyeti hesabına değil AB veya ABD hesabına mesai harcamaktadırlar.

Ne demiş atalarımız ‘’Yardım alamaya alışanlar, Emir almaya da alışır.’’ Gözümüzün önünde cereyan eden hadiseler bunların delidir. Emperyalizmin ağ babaları hiç bir vakit altını oydukları ülkelerle direk karşı karşıya gelmezler dublör kullanılırlar, hedeflerine ulaşmak için başarılı olamayanları diskalife ederek yerlerine yenilerini vazifelendirirler, bunlar her toplumun içinde olduğu gibi menfaat gözeten, başka bir duygu ve düşünceye sahip olmayan kimseleri seçerler, seçilenlerin özellikleri daima aynıdır Matruşka.

Daha net anlaşılması için sizlere örnekler vereceğim okuyunca hayretler içinde kalacaksınız bakın kimler var; ‘’DS’nin 22-23 Eylül 2000’de, Princeton Üniversitesinin Center for International Studies’in desteğiyle gerçekleştiren konferansın konusu, federalizmin ve Adem-i Merkeziyetçiliğin (otonomi) yararlarıydı. Bu konferansa, Nijerya, Hindistan, Meksika, Rusya, Güney Afrika, Endonezya ve Türkiye’den delegeler katıldı.

Eski deyimle muhtariyet konuşulduğuna göre, bu ülkelerde federasyonlaşma mı pişiriliyordu? Bu konferansta NED-FORUM’un konuk öğretim elemanı Doğu Ergil’in Türk demokrasisi ve Kürt sorunu tebliğini sunmasının işe bir başka boyut kattığına kuşku yok.(1/2)

TOSAV (Toplumsal Sorunlar Araştırma Vakfı)ın Kurucular Kurulu Başkanlığını NED’in konuğu olarak ABD’de görev yapmış olan Doğu Ergil yürütüyordu. Kurucular arasında, M. Behlül Yavuz (Bşk. Yrd.), S. Haşim Haşimi (Sayman, ANAP MV, eski FP MV), Feride Çilalioğlu, Koray Düzgören, Eyüp Çilalioğlu, Şeyhmus Diken, Yahya Munis, Ömer Çetin yer alıyor.

Danışma Kurulu çok daha zengin görünüyor: Çetin Altan, Mehmet Altan, Tarık Ziya Ekinci, Ayşe Önal, Etyen Mahcupyan, Halil Sarıaslan, Hüsamettin Kavi, Osman Kavala, İshak Alaton, Celal Göle, Mehmet Ali Kılıçbay, Baskın Oran, Cüneyt Karagülle, Niyazi Öktem (3) , Mustafa Tınaz Titiz, Rengim Gökmen, Elif Dağlı Burhan Şenatalar, Müjde Ar, Bülent Tanör, Ali Bayramoğlu.(4/5) Sivil Örümceğin Ağında (Yazar Mustafa Yıldırım) bu sadece bir örnek bunu çoğaltabiliriz.

Bu konuda çok belge mevcut, ülkelerde faaliyet gösteren emperyalizmin yerli uşakları olan stk ları sizlerle paylaşacağım. ARI DER, ASAM, ATE, İHD, SAV, SODEV, TDV, TESAV, TESEV, TOBB, TOSAM, TUSİAD, TÜSES vs. Bunları çoğalta biliriz hatta açılımları da var ancak bu belgeleri ile bir kitap oluşturur. ‘’1992 yaşar kemal demokratikleşme için Waşhington’da ki  Özal’a mektup yazdı. Bu mektupta federasyondan söz edildiği ve Uğur Mumcu’nun bir engel oluşturduğunun belirtildiği iler sürüldü. Sonraları Kürt parlamentosu kurucusu olan HADEP yöneticisi yaşar kaya, uğur mumcu olayı Kürt dinamiği içinde çözülecektir’’ dedi. 1993: Uğur Mumcu öldürüldü.

Turgut Özal federasyonu tartışa biliriz’’ dedi.( sayfa 106 sivil örümceğin ağında). Bu oyuncak adamlar yani Matruşkalar var oldukça bu ülkede hain bitmez.

 Dünü bilmek ve irdelemek zorundayız bu örnekler bir kaçı havada dönen dövizin haddi hesabı yok sonrada ekranlara çıkarak şirin gözüküyorlar. Siz asil Türk milletini uyarmak. Bu milletin bir ferdi olarak bunların çalışmalarına ve faaliyetlerine bir an önce son vermek onlardan hasıl olan boşluğu yeni bağımlı değil bağımsız STK’ lar kurarak meydana gelen boşlukları doldurmak bu milletin geleceği için mühim konulardır.

 ‘’Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır’’.

ALLAH’ A EMANET OLUN /Namık Gedik