‘’ Bir şeye sahip olmaya çalışırken, nelerden vaz geçtiğimizi çok iyi hesaplamak gerekir, yoksa yolun sonu uçurumdur’’
Mart ayından beri devam eden çalışmalar nihayet bulacak, artık bu yolun sonu, çalışmanın, alın terinin, samimiyetin getirdiği başarı, hedefe varma. İşleyen demir pas tutmaz, koşmak yerinde durmak çevreyi dinlemek ve ihtiyaçlara cevap vermek, coşku mutluluk sonu nihayete erdirir. Toplumun dilinden konuşmak, onları anlamak, sıkıntıları bilmek elbette başarıya giden yoldur.
Uçuk sözler, vaatler artık kitleler üzerinde çok fazla etkileşim yapmamaktadır, subjektif olanı objektif olarak görmek dijital çağın getirisidir. Söylemden ziyade faaliyeti, üretileni çıplak gözle görmek geleceğe emin adımlarla ilerlemek heyecan ve güven vermektedir, o doğrultuda önüne gelen seçeneklere gönül rahatlığı ile onay verilir, devamlılığı arzu eder, yeter ki reel olarak görsün.
İnsanlar boş vaatlere artık kanmıyor, bir kimsenin rahatsızlığını dile getirince reçete yazan doktorun vücutta iyileşme emarelerinin belirmesi ile kişi kendini güvende ve rahat hisseder, tersi durumda acaba! şüphesi içini kemirir.
Tolum liderleri önce hazır olan hastalığın reçetesini bulmalı sonra tedaviye kesin, net kararlarla uygulamaya başlamalı, bu genelde güveni ve itimadı temin edecek, arkasından destekleyecektir. Yalan, asparagas haberler, içi boş, uçuk vaatler sonrasında baş ağrısı meydana getirecek, hezimetin sonunda yıkım ve isyan başlayacaktır. Devamlı surette sorun çıkartan ve tamirciden çıkamayan arabayı elden çıkartmak, yenisini almak, tamirciye verilecek olan parayla eş değer değilmidir.
Şanzımanın dağıldığı, motorun rolantisinin düştüğü, balataların işlevini yitirdiği bir arabaya hangi vatandaşı bindirebilirsin istediğin kadar dışını boya, içini dizayn et bir kullanımlık ömrü olacaktır ve al benisi yok olacaktır.
Bir kimse benliğini ve karakteristik özelliklerini yozlaştırmadan çağın yenilikleri ile kendine donatırsa her zaman toplumda karşılığı olur, ayak uyduramayanalar en kısa zamanda tarihin çöplüğünde yerini alır. Son dönemeçte çağın getirdiklerini kendine entegre edemeyenler artık fosilleşir. Zamanı daima takip etmek, çevremizde olup biteni izlemek, kendimizde olan eksikleri bir bir belirleyerek gidermek zaman içerisindeki yerimizi güncellemiş oluruz.
Yenilikleri zamanında ve yerinde yakalamayanlar ayakta kalmaya dirense de bir müddet sonra aynen mumun fitilinin bitimi ile sönecektir. Toplumun tasvip etmediği, ilgi ve alaka göstermediği kulvarlarda kendini ararsan yapayalnız bir adam olarak kalırsınız. Milli konularda hassasiyet gösteren kitleler aksi istikamette yürüyenlerin arkasından koşmaz, tepki gösterirler. İnsanlar yapılanların ve yapılacakların farkında, bu meyanda afaki söylemlere itibar etmemektedir.
Kulakları sağır, gözleri kör bir takım güruh halen olayların farkında değil ipnotizma edilmiş gibi aynı teranniyi söylüyorlar, oysa gözümüzün içine bakarak hainliklerini sergiliyorlar ne hikmettir konuşulanlar, atılan sloganlar algılanmıyor halen bildiklerini okuyorlar, basiretsizliği ortaya koyuyor meselemiz kişilerin egosu veya bir zümrenin taltifi değil, siz gençliğe güzel, güvenli, korunaklı, ilimde, irfanda çağı yakalamış çevresinde söz sahibi bir vatan bırakmak.
Gelecek kaygısı olmayan devletine sadakatle bağlı onun için göğsünü siper edecek bir nesil, bu yüz yıllarca yaşayacak bir devlet olsun. Yarınlar ancak zaman dilimi içerisinde medeniyetin zirvesinde yarışmak ve kendini kabul ettirmekle mümkün olur ve bugün tamda o yerden başlanmıştır.
Batının gıpta ettiği gelişimden rahatsız olduğu bir gerçek ancak bu devam edecek, bunu bekleyen bizim ayakta olmamızı isteyen ve güç alıp mücadele eden mazlum milletler var dolayısı ile yarım kalan işlerin devamı ve son dönemeçte aksaklığa sebebiyet verilmemeli, gelecek asır Türk asrı olmalıdır.
Unutma tercih yaparken aşikar olanları görecek, söylenenleri duyarak karar vereceğiz, kişisel hırslar, menfaat, makam hırsı bir tarafa ya şehitleri seçeceğiz, ya da katillerin istek ve dileklerine boyun eğip sonuçlarına katlanacağız, gazileri, yetimleri, evlatsız kalan anaları, babaları, dul kalan eli kınalı gelinleri düşüneceğiz onları incitmeyeceğiz ‘’aziz milletim sıra sende.’’
‘’ Ya Türkiye’nin kudretini seçeceğiz ya da kumar masasında heba olup gideceğiz’’ ( Dr. Devlet Bahçeli)
‘’GÖRELİM MEVLAM NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER’’
Namık GEDİK