Halk nazarında devamlı surette dillendirilmek, kahvede, lokalde, sokakta, bilumum yerlerde kendilerinden bahsedilmesi için ortaya bir konu atıyorlar, doğruluğu veya yanlışı düşünülmeden sahaya sürüyorlar, sonra söylediklerine kendileri de inanıyorlar.

Dilin kemiği yok istediğini söyler, milleti inandırır, sonra kendi de inanır.

Siyasiler fikirlerini ve düşüncelerini empoze edebilmek için karşı tarafın hamlelerini kendi lehlerine olacak şekilde süsleyerek topluma yayarlar.

 Milletten, propagandası yapılan icraatın doğruluğu, uygunluğu tartışmadan, muhakeme yapmadan, söylemler doğrultusunda eylem yapması istenmektedir.

Gezi olayları neden çıktı, fitili ateşleyen, katılımcılar kimdi, hangi fikrin ve zihniyetin ürünleri idi bulursak, bundan sonra olacak eylemlerin olmadan merkezinde nihayet bulması temin edilir.

Son günlerde ATATÜRK hava limanı dillendirilmekte hatta ve hatta eylemler yapılması yönünde kışkırtıcılık yapılmakta.

Gerçekten hava limanı kinayen, kindar his, duygu ve düşüncelerle mi saf dışı edildi, atıl vaziyete getirildi.

İstanbul hava limanına neden ihtiyaç duyuldu, gereklimi idi, yeri uygun mu bu soruların cevaplarını bulursak eylem yapan, aleyhte beyanatta bulunanların asıl düşünceleri ortaya çıkacaktır. Bizim üzerimize düşen denilenleri hemen doğru olarak kabul etmeden evvela bilgi sahibi olmak, bilim ve teknik adamların raporları incelenmeli sonra cevap verilmeli.

ATATÜRK hava limanı daha önceleri büyük hacimli uçakların kalkış ve inişlerdeki durma mesafesi nedeniyle birkaç sefer pistler uzatıldı, daha sonra hava sirkülasyonun yoğun olması sebebiyle ilave pistler yapıldı.

İki uçak iniş ve kalkış arası 3 dakikadır, buna riayet edilmez ise iniş ve kalkışta sorunlar oluşur.

Pistlerin yeterli olmaması sebebiyle inişte ve kalkışta bekleme süreleri uzamaktaydı.

Askeri pistler sivil uçaklara tahsis edildi, yıllar geçtikçe hava trafiğinin artması iniş ve kalkışlarda rötarları getirdi, dolayısı ile hava limanı yetersiz hale geldi.

Sorunun giderilebilmesi için yeni bir hava limanına ihtiyaç hasıl oldu, yıllarca yer etütleri yapıldı, nihayetinde atıl vaziyette olan bugün ki İSTANBUL hava limanın yeri tespit edilerek yapıldı.

Elbette eksiklikler mevcut bu zamanla giderilecektir.

En güzel tarafı artık uçak indiği zaman körüklerin dışında yolcu inmiyor, velhasıl yağmurdan, kardan, tipiden etkilenmiyor.

Siyasete malzeme yapanlar bu sorunları bilmemesi mümkün değil, ya isim üzerinden yükleniyor ya da peşkeş çekildi diye.

Halkın yararına olan eserleri şayet olumlu ise iktidarı muhalefeti alkışlamalı, ülke ve halkın menfaati düşünülmelidir.

Müzmin muhalefet her ne yapılırsa yapılsın olumlu tarafından bakmıyor, bir tarafında açık var mı, nasıl kösteklerim onun peşine düşüyor.

Yıllarca ülkemizde yatırımlar yapıldı halka kazandırıldı ama ne hikmetse hepsine karşı çıkıldı, 1957 yılında ‘’CHP’liler İstanbul’da Vatan Caddesi yapılırken, ‘Vatan Caddesi’ne uçak mı indireceksiniz’ diyerek bu çalışmalara karşı çıkmıştı’’ aynı söylemler köprüler içinde söylendi

‘’  Mimarlar Odası: Boğaziçi köprüsü, Türkiye ve İstanbul’un başına gelen en büyük felakettir’’

‘’Prof. Dr. Besim Üstünel (CHP Milletvekili): Köprü akıl ve hesap işi değildir’’ ‘’  İlhan Selçuk (Yazar): Bu köprüyle ne biz övünebiliriz, ne çocuklarımız.

Boğazın iki yakasında evleri olan zenginlere tüketim malları taşıyan kamyonlara yol açmak için çare: Boğaz köprüsü’’ ‘’  Hasan Pulur (Yazar): Hökümet Estanbole asma korpiyapıyor… N’olacak yani? Yapıyor işte! Va mı itirazınız?’’

‘’ Nadir Nadi (Gazeteci): Bu köprü sağcıların köprüsüdür. Boğaziçi köprüsü kel başa şimşir tarak’’ bunlar sadece bir kaçı, işte bize aydın diye yutturulanların duygu ve düşünceleri, şimdi sizler bunları öven, alkışlayanlar ülke yararını, milleti düşünüyorlar diyebilir mi?

Dün ne iseler bugünde aynı noktadalar.

Uydurma değil vallahi bizde söylemedik, açın okuyun ve karar verin.

Ne diyor Engin Altay, “hükümet dünyanın en doğru işini yapsa bile yanında olmayacağız” dedi.

Peki kimin yanında olacaksınız YPG, in, PKK, ın madalya takmak istediğiniz terörist Demirtaş, mı yanın da veya Finlandiya’ nın, İsveç’in mi veyahut ülkemizi iç kargaşaya sürüklemek, istikrarsızlaştırmak isteyen batının mı yanında yer alacaksınız?

Elbette bu soruların cevapları verilecektir, buna şüphe yoktur.

Bizim kaygımız siz asil TÜRK MİLLETİ’ nin zaman kaybı olmadan yatırımları desteklemek adına, yapılan eserlere ve icraatlara muhalif olan bu zavallı kesime ders vermenizdir.

Ülkesini batıya şikayet eden hukukun ve demokrasinin olmadığını dillendiren, ağzına geleni sarf eden bu millet düşmanlarına gereken ders verilmelidir.

Gaye milletin refahı, istikrarı ve genç nesillerin geleceğidir, elbette bu yolda bir takım sıkıntılar vukuu bulacaktır.

Her icraatın mutlaka zorlukları olacak, bunlar gerek iç, gerekse dış eksenli olacaktır, mesele bu engelleri hep beraber kenetlenerek aşmaktır.

Biz birlik olup bu düzenbazlara fırsat vermediğimiz müddetçe hiçbir vakit kafasını uzatıp sorun çıkartamayacaktır.

Elbette muhalif olacaktır fakat bir husus arz edeyim millet yararına olan icraatlarda bir ve beraber olarak destek vermeliyiz. 

İktidarı zayıflatayım, yatırımlar olmasın mantığı ile yıllarca parlamenter sistemde zorlukları çıkarttılar, devletin devamlılığını zora soktular, artık dans edecekleri bir alanları yok, hani ne demişler ‘’oynamaya niyeti olmayan gelin, yerim dar dermiş’’ bunlarda bir ileri iki geri vitesi ile ‘’ saldım çayıra mevlam kayıra’’ hesabı, Nasrettin hocanın dediği gibi ‘’ya tutarsa’’.

Bir olay oluyor hepsi bir ağızdan konuşuyorlar sanki bir merkezden sufle almış gibi, aynı sözleri sarf ediyorlar. Bu hadiseler sadece örnek değinilecek yazılacak o kadar örnek var ki sayfalara sığmaz kitap olur.

Meselemiz devletimizin varlı ve bağımsızlığıdır, reçete dışarıda değildir içeridedir, derman milletten, takdir ALLAH’ tandır.

 Yapılanlar, yapılacak olanların teminatıdır. İsteğimiz bölgesinde sayılır, sözü dinlenir,  ağırlığı hissedilen, güçlü, müreffeh, insanların geleceğe güvenle bakacakları bir ülke. B u siz milletimizin birliği, dirliği ve beraberliği ile mümkündür. Haine korku, mazluma umut olmak birlikte cem olmaktan geçer. 

“Yolumuz uzun ve çetindir. Bu yolda karşınıza menfaat teklifleri, tehditler ve daha bir yığın engel çıkacaktır. Bu çetin yolda dayanabilecekler, bizimle gelsinler. Cesur olanlar, kuvvetli olanlar, gerçekten inanalar kafilemize katılsın’’

ALLAH, A EMANET OLUN/ Namık GEDİK