‘’ Celladına aşık olmuşsa bir millet, ister ezan dinlet, ister çan dinlet, itiraz etmiyorsa sürü gibi illet müstahaktır ona her türlü zillet’’
( Ömer hayyam)
Görüntü var ses yok, reklamı yapılıyor lakin icraat sıfır. Konuşuluyor, vaatler veriliyor fakat muhatap ve uygulayıcı kendi bildiğini okuyor. İnsanlar ümit bağladıkları kişileri ve önderleri sözüne güvenilir, itibar edilir olarak bilirler, bunun tersi zuhur ederse veya söyledikleri havada kalırsa işte o vakit suya yazı yazmış olurlar, yani seni kimse gale almıyor demektir, toplumdaki karşılığı koca bir hiç dir. Dünü unutma bugüne entekre ol, hatalarını telafi et zafer gelsin.
Bugün geçmişe nazaran değişiklikler göstermekte, eskiden haber almak, bilgi sahibi olmak, süreli vakitler de olurdu, şimdi iletişim ağları gelişti artık mızrak çuvala sığmıyor, yani dün dündür hadisesi bitti artık gerçek zaman içerisinde yarınlara yolculuk yapıyoruz çağın getirmiş olduğu teknoloji ile söylemlerin tartılması temin ediliyor. Dil kötüyü de söyler, iyiyi de ancak şeytani de davranabilir bazen iftiralarla yalancılık yapar, ancak bu geçmişte kaldı şimdi saniyeler içinde gerçekler su yüzüne çıkmakta.
Ülkemiz seçime gidiyor iki ay gibi kısa bir sürede, siyasiler bir bir toparlanarak hazırlık yapıyor, kimisi pazarlık içinde, kimisi de milletin sıkıntısını düşünüyor, birisi devletin bütünlüğünü, öteki aralarında parselleri konuşuyorlar verdikleri mesajlar, yaptıkları eylemler bir biri ile tezat oluşturuyor. Elbette seçmen olarak bunları değerlendireceğiz ve o doğrultu da analiz yapacağız. Bu seçim geçmiş de yaşadıklarımızın bir daha tekerrür etmemesi ve sıkıntıların bir daha yaşanmaması için büyük önem arz etmektedir. Yeniden koalisyonlar dönemi başlamalı, her partinin alacağı bakanlık liderlerine tabi olacak yani cb olsa dahi hükmü altında olmayacak, ufak bir didişmede hükümetler bozulacak şu an ülkemiz böyle durumu kaldıracak vaziyette değil.
Parlamenter sistemde yaşadığımız sıkıntıları, devletin işleyiş düzenini sekteye uğratacak tavır ve hareketler bir daha tekerrür etmez zira devlet zaafiyet götürmez, kaldırmaz.
Beka ve bütünlük büyük önem arz eden hususlardır, bundan dolayı iyi irdelemek ve o meyanda tavır takınmak zorundayız, bilhassa bölücülerin birlikte oldukları cenah söz konusu olunca . Tablo bir nevi koalisyonu göstermektedir, yani adı millet ittifakı ancak söylem ve icraata bakıldığı vakit derler ya görünen köy kılavuz istemez hesabı, her şey aşikar artık kimse gizli hareket etmiyor aleni, öyleyse bize düşen bu güruha gereken ceza vermek gerek.
Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilebilir (Ali Babacan)
Hdp ye bakanlık verilebilir (Gürsel Tekin)
Birden fazla bakanlık verilebilir (Muş millet vekili Özkan Yalım)
Hdp ile görüşmeye chp nin insiyatifinde diyenler kılıcdaroğlu,nun ittifak adayı olduğunu ve o vasıfla görüştüğünü her halde unutmuş ki
İttifak adına görüşme yok, chp adına diyor oysa ,
‘’Bizim yapacağımız görüşme CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu ile değil, Millet ittifakının ortak cumhur başkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi ile olacaktır. CHP- HDP buluşması gibi başlıklar atılması da doğru değildir’’ ( Mithat Sancar)
Hdp liler bizim seçmenimiz. Hdp nin var olma hakkını tanıyoruz (İp gnl bşk ydr Ümit Öz lale)
Chp genel başkanı istediği partiyle görüşe bilir ( İp sözcüsü Kürşat Zorlu)
Kılıçdaroğlu cumhur başkanı adayı olarak hdp ile görüşecek ( Faik Öztrak)
Khk lılara tekrar hakları teslim edilecek (kılıçdaroğlu)
Hdp nin destek için istedikleri;
Yurt içinde ve dışında operasyonlar durdurulsun,
Yeni anayasa hazırlansın,
Kayyumlar kaldırılacak,
Kayyum mağdurlarına hakları iade edilsin,
Ana dilde eğitim hakkı tanınsın.
İttifakta hdp yok diyenler bizmi hayal görüyoruz, yoksa sizmi?
Masada hdp olursa biz oturmayız, boş laflar hiç bir kimse kendini kandırmasın şayet mızıkçılık yapan olursa ikinci sefer artık o siyasetin çöplüğüne yollanır, bunu bilen CHP oyunu ona göre kuruyor öyle bir yola girildi ki yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal velhasıl değneğin iki ucu da pis, dediler ya ölümle sıtma arasında tercihe zorlandık. Bakalım zaman ne gösterecek hele vekillik pazarlığı başlasın dananın kuyruğu da orada kopacak, yani tiyatro başlamadan son bulacak. Yukarıdaki ifadeler bizim şahsi düşüncelerimiz değildir, bu güne kadar yapılan nükteli atışlardır, tabiiki kör olan, sağır ve duyarsız olanın duyması görmesi mümkün değil.
Yakın siyasi tarihimizi inceleyelim unutmayalım, bize ve geleceğimize rehber olacak kararlarımızı etkileyecektir, yüz kere düşünelim bir seferde karar verelim. Mesele derin ve önem arz etmektedir.
‘’ Girme alçakların hizmetine: konma sinek gibi pislik üstüne, iki günde somun ye, ne olur! Yüreğinin kanını iç de boyun eğme’’ ( Ömer Hayyam)