Aynı ikliminde gelen milletin devamlılığı, davranış, düşünme, duyma, ortak tarihsel miras ve bu meyandaki ortak hareketlerin sonucudur. Milletler mücadelesinde bu büyük bir kavramdır, şayet zamana göre kendini Dizayn ederse zarar görmeden tüm hücumlara rağmen ayakta durabilir.

Ortak duygu ve düşüncelerin yok edilmesi anarşiyi doğuracak sonucunda o topluluk maddi, manevi bir buhrana sürüklenecek, çıkan kargaşadan elbette ki tetikte bekleyen düşmanlar nemalanacaktır.

Emperyalizmin planladığı bundan başka bir hadise değildir. Hani derler ya büyük lokma yutamazsın ama küçültürsen kolay olur, böl parçala, yut. Milletler kendilerine atalarından kalan mirası güncelleyerek, varsa eksiklerini gidermek suretiyle yaşama devamlılığını sağlamalıdır.

Devamlılığın sürmesi için geçmişi ve tarihi hadiseleri çok iyi bilmek gerek ve günümüz şartlarına uygun ana temayı yitirmeden toplumu dizayn etmeli. Toplum gelenek, görenek, anane, inanç kavramlarına sıkı sıkıya bağlı olmak, saygı çerçevesinde davranışlar sergilemek o toplumun yüksek hassasiyetlere sahip olmasını sağlar. Zaman içerisinde ara, ara tek, tük te olsa aykırı hareket edenler, hatta ve hatta hakaret edenler çıka biliyor. Toplum bilinci bugün değil geçmişten gelen, millet olma vasfının bir gereğidir.

Toplum hafızasında işin içine girince doğruyu yakalamak, menzile ulaşma daha çabuk olacaktır. Saldırgan bir tutum izleyenler asla kabul görmez karavana dışı sayılırlar. Değişimin zuhur edebilmesi için karşıt görüşlere hakaret etmekle, saldırganlıkla olmaz.

İlk önce içinde bulunduğun topluluğun kaide ve kurallarına riayet şarttır, aksi olursa başarısız olunur ve size olan güven sarsılır. Bu kavram doğrultusunda demokrasinin gereği bir birlerine tahammül, saygı, kimse, kimsenin özgürlük alanını kısıtlamayacak şekilde beraber yaşamayı düstur edinmelidir. Menfaatler ortak olmalı bu doğrultuda entrikalardan kaçınılmalı toplum adap, ahlak, gelenek, görenek ve yaşayış biçimlerine uyum sağlanmalıdır, bencillikten uzak durup zatı değil tüzel olmayı şiar edinmelidir.

Günümüzde bireylerin hak ve hukukunu hiçe sayan bunu kitlelere yayıp kaos yaratanlar, ilke ve kuralları hiçe sayarak bencil davranışlarla etrafındaki insanların haklarını gasp ettikleri gibi yaşam özgürlüğünü kısıtlamakta, baskı yapmaktadır. Sonra meydanlara çıkıp hiçbir olumsuz harekette bulunmamış gibi toplum huzurunda palavralar atmaktadırlar.

Toplum bilinci geleneklerin, törenin, ananelerin, ahlakın, düşüncenin, fikirlerin, inancın çerçevesinde düşünce ve fikir beyanında bulunulabilir ancak çerçevenin dışına çıkmadan, zarar vermeden. Aksi davranışlar ve fikirler toplum nazarında olumsuz bulunduğu gibi itibar görmez. Her hangi konu olursa olsun yapılacak eylem ve söylemler kinayen ve kindar tutum ve davranış sergilerse işte o zaman hainlikler hortlar.

 Ülkelerde muhalefeti iktidarı toplumun duyarlı olduğu hassasiyetlere uygun politikalar ve propagandalar geliştirerek kaliteyi bozmandan daha ileri seviyeye götürmeli. Resme baktığımız vakit muhalefette bu duygu ve düşünce doğrultusunda hareket görmek pek mümkün değil, genelde milli değerlere saldırılmakta, bozulması içinde gayret göstermektedirler.

Buradan çıkan sonuç değer ve yargılardan banane isterse bozulsun, yeter ki biz iktidar olalım. Kantarın topuzu kaçtığı vakit elbette toplum gereğini yapacak bu saygısızlığa kayıtsız kalmayacaktır. Bir milletvekilinin şehit yakınına küfretmesi toplum ahlak kuralarına aykırıdır, desteklenmesi de bir o kadar abestir. Bu örnekler çoğaltıla bilir.

Ne diyor “Benim için yandaş yok, vatandaş var” dahası var bunlar yeni söylem uydurma değil ‘’”Son 3 yılda Türkiye’nin en temel sorunlarına vurgu yaptık ve çözdük. Hiçbir yurttaşımı ötekileştirmedim” bu söze yorum yapmanın bir manası var mı?

Toplumun hayat standartlarına tezat değil mi? Gerçek uygulamada nasıl birisi toplumun inanç kavramına saldırır, bir diğeri değer yargılarına hakaret eder, insan giyim, kuşam ve yaşam biçimlerine hakaret eder sonrada yukarıdaki sözleri sarf ederler, kendi düşünce ve fikirlerinin toplum yaşamına aykırı olmasına rağmen savunuluyor ve hayata geçiriliyorsa toplum bilinç kaide ve kurallarına aykırı demektir, bu bir takım art niyetlileri harekete geçirir, istek ve dilekleri yerine getirilmediği takdirde yakar, yıkar mesele millete hizmet değil tam tersi anarşi yaratıp devleti zayıflatmak.

Değer yargıları dışına çıkanlar elbette yeri ve zamanı geldiğinde her ne yaparsa yapsın isterse yüz sefer hacca gitsin milletin gazabından kurtulamazlar. Ne fertleri, nede toplumu aptal yerine koymayacaksın, izlendiğini ve değerlendirildiğini asla unutmayacaksın. Hiçbir hainlik gizli kalmaz, mutlaka bir yerden patlak veriri bu yüzden ne demiş atalarımız ‘’Bin düşün, bir konuş’’ söz kurşun gibidir dilden çıkmaya görsün o sebeple tartarak ve ölçerek konuşmakta yarar vardır.

 ‘’”Biliyorsan konuş âlim sansınlar,  bilmiyorsan sus da adam sansınlar.” Son günlerde başarı için her yolu mubah görenler hedeflerine ulaşmak için fırıldak misali akıllarına geleni işlemekteler toplumun değerlerine rağmen. Değişen hiçbir şey yok sadece konuşanlar ve üzerlerindeki etiketler, sözler ve davranışlar tarihin tozlu raflarındaki boş konuşanlarla aynı.

 TÜRK milletinin milli hassasiyetlerine ters hareket edenler, edep ve hayayı unutanlar elbette cevabını daha önceden aldıkları gibi yine tokadı yiyecekler, unutuldu sandıklarınız bir zaman sonra sizlerin gözleri önüne serilecek, bundan kaçış yok. Toplum bilincini hiçe sayanlar insanları küçük ve hakir gördüklerini ancak silleyi yedikleri vakit öğrenecekler fakat o zamanda tiren kaçmış olacak.

‘’BAŞKA ÜLKELERİN YAŞAYIŞINI, TÖRELERİNİ GÖRMEYEN KİMSE, KENDİ ÜLKESİNİN YAŞAYIŞINI, TÖRELERİNİ DE PEK GÖRMEZ’’. (Yavuz Sultan Selim). 

ALLAH’A EMANET OLUN. /Namık GEDİK