Milli kültürün yaşaması milletin bekası ile eş değerdir, töreler, ananeler, geleneklerin devamı ve devletin baki kalması yeni nesillerin kendi kültürü ile yoğrulması ile mümkün olur. Geçmişini silmiş, tarihi mirası red etmiş bir kitlenin yön bulması o kadar kolay olmayacaktır.

İki arada kalanlar ise hiç bir yerde kendilerini kabul ettiremezler, ancak milli ve manevi değerlere bağlı onu yaşayan ve yaşatan olunca değer yargılarının yozlaşmasının önüne geçilmiş olur.

Kimi zaman yok olmaya yüz tutmuş kültürler genç nesillerin can suyu vermesi ile canlanır ve maziden atiye nakledilir. Mesele idrak edip sahiplenmek ve geliştirmek. Batı toplumları farklı bakış açılarına sahiptir, aile kavramı farklı zuhur eder, gencin 18 yaşını bulması ile kopuşlar başlar, prensipsiz bir nesil türeyiverir.

Dünde, bugünde mensubiyetten gurur duyduğum TÜRK MİLLETİ her türlü düşmanlığa ve hainliklere karşı milli kültürünü koruyarak direnç göstermekte, aile bağlarının sıkı olması, büyük, küçük arasındaki diyalog yarınlara temkinli ve güvenli bakmamızı sağlayacaktır. Kuvvetli, sarsılmaz aile bağları toplumun dışa olan kültürünü yansıtır, millet olma bilincini ön plana çıkartır ve hayat felsefesi oluşur.

 ‘’Zamanın birinde bir padişah varmış ne hikmetse erkek çocuğu olmazmış, her seferinde kız doğarmış, yine hanım sultan hamile kalır, doğum gerçekleşir ancak yine kızdır,  sultanın gazabından korkan cariyeler, saray yakınında çadır kurmuş çingenelerle irtibata geçerler aynı gün onlarında bir oğlu dünyaya gelmiştir, değiş, tokuş yapılır. Gel zaman, git zaman çocuklar büyür kız bir sultan edasıyla asaletli bir şekilde at biner kılıç kuşanır, oğlan her gün çadır kurar elek yaparmış. Durumu gözlemleyen padişah cariyeleri toplar şimdi doğruyu söyleyin bu çocuk kim benim neslimden değil, nihayetinde bir cariye itiraf eder bu delikanlı yan komşu çingenelerin oğlu, onların kızı sizin kızınız, derhal gidin kızımı alın gelin der ve kız saraya, oğlan çadıra gider.’’

Elbette bu hikaye en çok yönlü ders çıkarta biliriz lakin bizim amacımız ailenin, annenin ve babanın asaletidir bu çocuklara sirayet eder yani bir takım davranışlar ve yaşam tarzları ırsidir soya çeker, değiştirme şansımız yoktur, ancak bazı durumlarda güncellemeler şart olur.

Kız evlat terbiyeyi, toplum içerisindeki vaziyeti annenin verdiği nasihatler ve yetiştirme tarzından alır, erkek çocuk ise kendine idol olarak genelde babayı seçer, bir takım davranışlar, toplum içerisindeki kaynaşmalar, saygı, edep babadan alınan bir kültürdür, elbette her ikisi de ebeveynlerinden alacaklarını alırlar, o yüzden evlenecek kız ve erkek seçilirken genelde aile ortamı ön plana çıkar. Sağlam aile bağları olan gençler esen rüzgarın anaforuna kapılıp deryalara dalmazlar, mücadele azmi gelişir yanlışa dik durmayı doğruyu desteklemeyi öğrenir. Millet olma bilinci gelişir, sahiplenme, temsil etme, varlığını sürdürme hepsi milletin temel taşı aileden gelir. ‘’Kızımız devlet kursun, oğlumuz ordu olsun, öyle bir nesil ver ki TÜRK yurdu turan olsun’’.

Anne ve baba aileyi oluşturan bireylerdir onların yansıması çocuklardır, iyi bir nesilin yetişmesi aile bağlarının kuvvetli ve sistemli olması ile mümkündür, sağlam karakterli yetişen nesil hiç bir zaman başka kültür akımlarının etkisinde kalmaz daha ziyade onları irdeler kendi kültürü ile arasındaki farkı ortaya koyar. Benlik oluşmamış gelişi güzel yaşayan bilhassa yeni nesil her çağın gelişine ayak uydurur ve nihayetinde bocalar zaman içerisinde tamamen silinir adı ve neslinden bahsedilmez. Hiç bir devirde çok büyük kahramanlılar gösterse dahi milli kültürü olmadığı için tarihin karanlıklarında kaybolur gider. Tarihine bakarsak yetişen nesillerin ne için, niye mücadele ettiği çok net ortaya çıkacaktır ve başarıları destanlaşacaktır. Çağın gerektirdiği şekilde bireyler kendilerini milli kültürü bozulmadan güncelleyecek ve yarına daha emin adımlarla bakacaktır. ‘’ Ne zaman çocukta güzel bir ahlak, iyi bir fiil görülürse, bundan dolayı çocuğu mükafatlandırmak, çocuğa ikramda bulunmak, çocuğu sevindirecek sevdirecek şekilde davranmak gerekir.

Onu insanlar arasında bu fiilinden dolayı övmelidir.’’ İ.GAZALİ. Aile çocuğun hayata ilk adımını attığı karakterinin oluştuğu yerdir. Kız annenin kültürünü alarak ona göre giyim kuşam ve mutfağı düzenler, erkek babanın toplum içerisindeki ve evdeki tavır ve davranışlarını kendine şiar edinir. Mesele aileyi oluşturan ebeveynlerin tutum ve davranışlarıdır. Akrasif etrafındakileri kıran, hakaret eden aile içerisinde şiddet uygulayan yerde bir neslin sorunsuz yaşaması mümkün değildir, mutlaka psikolojik yönden sorunlar yaşar ve bu yarın evlendiği vakitte devam eder, dolayısı ile yetişen nesile örnek olacak davranışlar sergilersek düzgün karakterli nesiller yetişir bu milletin ahlak seviyesini yükseltir.

İşin özü ‘’ Kız anadan öğrenir sofra düzmeyi, oğlan babadan öğrenir sohbeti gezmeyi, muhabbeti.’’ Çocuklar anne ve babanın aynasıdır.

‘’ Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.’’ Tirmizi, Birr, 15

ALLAH’A EMANET OLUN / Namık Gedik