‘’ Bilgisiz, görgüsüz, duygusuz, hoşgörüsüz kuldan, ölülerin mezar taşı makbuldür’’ (A.M. Hüdayi)
İnsanın dünyaya gelişi ve gelişmesi bir doğrultu üzerinde şartlar ve sistemle var oluş kavgası verilir. Benim düşüncelerim, fikirlerim, hareket ve tavırlarım doğrudur demek ilkesizliğin, gelişi güzelliğin sergilenmesi demektir, bu hiç bir vakit başarı getirmez aksine dağınık ve bozuk bir hayat tarzı oluşturur, bencilliğe giden yol olur.
Hadiselere objektif bakıp içindeki gizlenen asıl gayeyi görmezden gelmek veya aman ne olacak canım ondan bir zarar gelmez, yürüyüşümüzü engellemez deyip geçer, nemelazımcı olursak yolun sonunda hüsrana uğrayan, zarar ziyan gören bizler oluruz, hani ne derler ‘’bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ sonra o yılan gelip soktuğu zaman hayıflanmayalım.
İsveç’te belirli zaman dilimde ara, ara cereyan eden İslam düşmanlığı bazı çevrelerce aman ne olacak mesele büyütülecek bir hadise değil nihayetinde bir kitabın sayfaları yakılıyor bu kadar büyük tepkiye ne gerek var sesleri duyuluyor, başka bir grup İsveç’in demokrat olduğu izlenimi vermek için sosyal medyada doğu Türkistan yürüyüşünü gösteriyor, bu paylaşımın altında verilen mesaj üstü kapalı olarak Türkiye haksız manası çıkıyor, yani kurt postunda çakallar geziyor. Milletlerin, kitlelerin kendilerine has milli ve manevi değerleri vardır, bu onların yaşam kriterleridir o doğrultuda gelişirler ve kendilerini dış mihraklara karşı korurlar, birlik ve beraberliklerini pekiştirir, topyekün mücadeleyi sağlar.
Malum milletlerin kendilerine has özellikleri, o doğrultuda ilkeleri vardır, diğer toplumların veya kişilerinde bu değerlere azami saygı göstermesi istenir. Bayrak bağımsızlığın, hürriyetin timsalidir her millet için ayrı bir değerdir, milleti temsil noktasındaki makamlar, tarihi şahsiyetler, gelenekler, görenekler ve inançlar değerdir bunlara yapılacak hakaret, terbiyesizlik o millete veya kitleye yapılmış demektir.
Bayrağı bir bez parçası olarak göremeyiz, kutsal kitapları canım ne olacak yakarsa yaksın düşüncesi inançsızlığın gayri milli olmanın tescilidir, bugün kutsalımıza ve değerlerimize bu denli saldıranların yarın başka değerlere saldırmayacağı garanti edebilirmisiniz. Malum millet aile kavramı ile kendini bulur o doğrultuda kıstaslar koyar hedefe yürür, ailenin yıpratılması hiçe sayılması devletin çökmesi tarih olması manasına gelir, haydi gelin ne olacak canım diyelim önümüze gelene saldıralım, taciz edelim size ne olacak diyenler sesinizi çıkartmayın, serzenişte bulunmayın olur mu acaba? Ailesine hakaret edenlere veya küfür edenlere bu düşüncenin ürünleri susacaklar mı?
Yoksa namus benim namusumdur anlayışı ile karşı tarafa savaş mı açar. Hassasiyet arz eden her hadise ve eylemler milli birliği ve bütünlüğü sarsmadan, zarar vermeden zaman dilimi içerisinde değerlendirilmelidir. Uluslararası arenada ülke menfaatleri en yüksek perdeden temsil edilmeli o bölgede bulunan dost ve düşmana gerekli mesajı iletmelidir. Malum hırsızlığın büyüğü, küçüğü olmaz her ikisi de aynı manaya gelir cezası da o doğrultudadır. İktidarı muhalefeti milli değerlere yapılan eylem ve saldırılara karşı bir ve beraber olmalıdır, ayrı telden yüksek sesle dillendirilmemelidir, her ne kadar uyum olmazsada içeride tamam kavga olur ancak dış mihraklara karşı bir ve beraber olmak zorundayız. Yapılan eylem için kimileri gelipte kutsalımıza el uzatmıyor ya diyorlar efendiler o vakit size hakaret, küfür edenlere de tepki göstermeyin canım ne olacak gelipte tacizde mi bulunacak diyelim geçiştirelim doğru olurmu?
Bir millet kimliğini değerlerini koruyamıyorsa ondan söz etmek havanda su dövmeye benzer. Kendini korumaktan, ya da aciz olanların insanlara kol kanat germesi abesle iştikal olur. Unutma kötü yola düşmüş bir bayana o sıfatla hitap edin bakın neler oluyor, sizi parçalar, peki milli konularda neden esnek davranmayı seçiyorsunuz ya zayıf irade veya milli duygudan yoksunsunuz. Dış mihraklar tazıya tut tavşana kaç siyaseti siyaseti uyguluyorlar.
Gelişen ve bölgesinde güç devşiren ülkelerin hakim olması onları ziyadesi ile rahatsız etmektedir, çünkü ileriye dönük kurgulanan plan ve programlar bir bir sahaya sürülmekteler. Vatandaş olarak ikaz etme hakkımız her daim bakidir. Yakmadan, yıkmadan eksikleri söyleyerek uyumlu ve yapıcı işlevlerle iktidarlar ikaz edilmeli varsa eksik olanları tespit edilerek tedbirlerin alınması sağlanmalıdır, kötü düşünceli, hainlik kokan, bulduğu her fırsatta devleti çökertmek isteyenlere fırsat verilmemeli aksine bir ve beraber olunmalı. Felaket çığırtkanlığı yapanlar unutmasınlar bu topraklarda yaşıyorsunuz yarın batarsak gelecek olanın sana iltifat edeceğini sanma.
Devlet hepimizin kılına zarar geldiği vakit her kesim etkilenir ama birlik olunursa karşısında hiç bir kuvvet duramaz. Hakaretin devleti, insanı, hayvanı olmaz nihayetinde yapılan işteki zihniyet ve gaye önem arz eder onu okursak yapacakları hareket karşısında ani refleksimiz onları şaşkına çevirecektir. Batının yaptığı her hareketi alkışlayanlar sizlere hakaret edildiği vakit sert tepkide bulunacağınızı biliyorum, aynı hassasiyeti millet ve devlet içinde gösterelim, zira devlet namusumuzdur ona yapılacak her hakaret bize yapılmış demektir.
Devleti ve onu temsil eden değerleri korumak ve saldırılara karşı koymak bizim vatandaşlık vazifemizdir. Çanakkale savaşında düşmana karşı koymayıp hoş geldiniz deseydik birde alkışlasaydık gel İngiliz bizi idare et deseydik, adlarımızı, dinimizi değiştirseydik ne olacak canım diyebilirmiydik. Millet olmanın ve yaşamanın bedelleri vardır atalarımız bunu müteakip defalar kanları ile ödemiştir.
Milli değerlere kem gözle bakanlar, sahip çıkmayanlar, hakaret edildiği vakit tepki göstermeyenler bu milletin asli unsuru değildir onlar beynelminel olmuştur secere veya soya ihtiyaçları yoktur, milli devlet kavramı olmayan sadece insandırlar o da menfaatleri bitinceye kadar.
‘’ İnsan neyi hak ediyorsa. Hayat onu hediye eder’’
ALLAH’A EMANET OLUN
Namık GEDİK