‘’İlmini, dindarlığını gösteriş olsun diye yapan kimse, haramını biriktirip ateşe veren gibidir’’ ( Şadi-i Şirazi)

İnsanlar istek ve dilekleri oluncaya kadar her türlü şaklabanlığı yapmakta, kilisede papaz, camide imam, havrada haham, ne sayarsan, sonra amacına ulaşır ulaşmaz kısa tabirle ‘’çingeneye kırallık vermişler önce babasını kesmiş’’ hesabı söylemler, verilen sözler havada kalır ve yine bildiğini okur. Hayaller kurulur baharda güller açacak derken zemheri geldi.

Bu serzeniş muhalefet etmek veya birileri gibi yalan, yanlış entrikalı haberler vermek, toplumu olumsuz hissiyata sürüklemek değil, gerçeği açık ve net afişe etmek, kapalı gözleri açmak, duymayan kulakların pasını silmektir. Körü körüne yola revan olanlar sonunu düşünmeyip alelacele yola çıkanlardır. Büyük şehirler, sosyal belediyecilik anlamında maalesef sınıfta kaldılar biri abartılı para saçar, diğeri o bölge insanına cehennemi yaşatır. Ulaşımda yapılan icraatlarla sınıfta kaldılar, velhasıl sağ kulağı sol eliyle gösterir oldu. Bir ilçeden bir başka ilçeye gitmek direk değil de aktarmalarla sağlanmakta, oda zaman israfı ve maddi külfet getirmekte. Pazarlarda satılan sebze, meyveden pahalı diye şikayet edenler ne hikmetse ulaşım ve suya zam konusunda gıklarını çıkartmamaktadır. Emekliye vaat edilen sözler tutulmadığı gibi buralarda yaşamaları adeta işkenceye dönmüştür. Oysa bahar gelecek, çiçekler açacak, umutları maalesef yerini zulme ve eziyete bıraktı. Kolaylaştıracakları yerde zorlaştıran yaşam standartlarını aşağı çeken bir hal almıştır, ağaç kesiliyor, pahalılık aldı başını gitti diye sokaklara çıkanların ne hikmetse bu konularda hiç sesleri çıkmıyor. Savrulan paralar, çöp yığınları hiç bir kimseyi rahatsız etmiyor ee nede olsa ‘’her şey çok güzel oldu.’’  Biz güzel, millet yararına yapılan her hamleyi kim yaparsa yapsın alkışlarız, yeter ki ahlaki ve adil olsun.

Geçenlerde sağlık meselesi nedeniyle diğer ilçede bulunan kliniğe gitmek için durağa gittik ne hikmet otobüs iki saat sonra geldi, aradığımızda iki seferin iptal edildiğini telefonla öğrendik, dönüş yolunda yolcular arasında geç gelme meselesinden tartışma yaşandı, bir yolcu serzenişte bulundu, hakkını araması bir diğer yolcu tarafından siyasi malzeme yapılmak istendi ancak diğeri biz burada propaganda yapmıyoruz mağduriyetimizi dile getiriyoruz, bu halka işkenceden başka bir şey değil, hak arayana yardım edeceğiniz yerde savunma yapıyorsun, daha sonra oda nihayetinde hatasını kabul etti.

Geçenlerde bir dostumun düğününe icap ettik, akşam üzeri giderken ayrı bir trafik, dönüşte yol bakımı tek şeritten trafik sağlanıyor ve gecenin bir yarısında insanlar adım, adım ilerlemenin sıkıntısını yaşadılar. İlçeler arası ulaşımda direk otobüs yerine belli bir merkezde toplayıp aktarma ile diğer yerlere dağılım yapılmakta ve maalesef buda maddi külfet getirmekte, yani tekrar kart basmak zorunda kalmakta.

Emeklilere var olan indirim kısıtlı bir şekilde sağlanmakta, 60 yaş üzeri olanlara % 50 yerine % 40, 65 yaş üzeri olanlara ise belli bir süre sonra oda maalesef indirim dışı kalıyor. Hal bu iken eleştirilmeyen zevatlar savunulmakta, sebze pazarlarında zabıtaların kontrol yapması gerekirken görevlerini ifa etmedikleri gözle görülmekte ve fiyat artışlarındaki olumsuzlukları başka yerlere bağlamaktalar. İktidarın yanlışlarını elbette eleştireceğiz ancak doğrularını da desteklemek millet ve devlet yararınadır, bunu da göz ardı etmemek gerek. Verilen sözlerin tam manası ile yerine getirilmesi şarttır, ülkemizde bilhassa İstanbul gibi metropol şehirlerde emeklinin geçinmesi gerçekten zor ve askeri ücretlinin, şayet yol parası almıyorsa ikamet etmesi bu şartlarda mümkün değil. Dar gelirli vatandaşlar düşünülerek onlara yapılacak sosyal yardım ve indirimler kalıcı ve bağlayıcı olmalı, zira buralar tamamen yabancılaşmış olur.

Demografi yapının değişimine sebebiyet verecektir, böyle bir durumun zuhur etmesi gözü üzerimizde olan emperyalistlerin iştahını kabartacaktır ve bu doğrultuda onlar zaten çalışıyor, bizde yönetimlerimizin uygulamaları ile onlara yol açıyoruz. Demokrasiyi özümsemeyenlerin demokrat kişiliğe haiz olmaları olağan dışı bir durumdur. Biz cumhuriyeti yanlış anlıyor, demokrasiyi tek taraflı dayatma olarak görüyor ve dikte ediyoruz. Yapılacak protestoyu  yakmak, yıkmak, virane hale getirmek olarak algılıyor ve uyguluyoruz. Bugün bu aksaklıklar iktidar tarafından sahnelenmiş olsaydı gezi olayları gibi ortalık karışır kaldırım taşları sökülür güvenlik güçlerinin üzerine atılır, çevreye zarar verilirdi, ama sağduyulu vatandaşlar yapılacak olan bu tip olayların milli servete ve devlete zarar verdiğinin bilinci ile hareket ederler.

 İşimiz iyiyi ve kötüyü ayırmak, zarar vermek değil, mamur etmek zamanı güzelleştirmek, insanlara sevgi tohumları aşılamaktır. Unutmayın tarih her olayı kaydeder ne hainlikler unutulur nede güzellikler, tarih şakiyi ve vatanseverleri elbette yazacak.

‘’ Her gördüğün insana karakter yüklemeyin, bırakın karakterlerini kendi belli etsin! Küpü kırıp içine bakmaya gerek yok, mutlak bir yerde sızıntı verecektir’’ (Şadi-i Şirazi)

                                        ALLAH’A EMANET OLUN

                                                                                         Namık GEDİK