‘’ Bir avuç toprak, birazda su’yum ben,
Neyimle övüneyim işte buyum ben’’( Yunus)
Girilen yarışın mağlubu ve galibi olacaktır. Yenilen, yeneni tebrik edecek, nerede ne şekilde hatalar yaptırıldı kendisini sorguya çekmeli. Bu demokratik teammüllerin bizlere verdiği vasıftır, uygulamak medeni insanlığın göstergesidir. İster batı olsun, isterse doğu bu kaide asla değişmez, değişen insanların içindeki kötü ruh halidir.
Seçim bitti kuralları ile adilane bir şekilde demokrasi gerçekleşti, kaybedenlerin bunu hazmetmesi yüksek kültürün gereğidir, ancak demokrasiden bahsedip aksini yapmak insan onur ve haysiyetiyle bağdaşmayan bir durum zuhur ettirilmekte. Çarşıda, pazarda hazımsız olan kimseler hakaretler yağdırmakta, şiddet eğilimi göstermektedir. Seçim öncesi sergiledikleri tutum ve davranışları, sonrası daha şiddetli yapmaktan geri kalmıyor.
Bankamatik önünde iki bayan para çekmek için ATM ile adeta savaşıyorlar, parayı bir türlü alamıyorlar ‘’ bakın görüyormusunuz paraları vermiyorlar, euro, dolar fırlayacak, ekonomi iyi değil bu millet nasıl olurda seçer aklım almıyor, yan bankamatik boşaldı hemen orada işlemini yaptı parasını aldı demin söylediklerini unuttu, yüzü dahi kızarmadan çekti gitti.
Emlak vergisi için sırada bekliyoruz, bir bayanla, adam hararetli konuşuyorlar ‘’ ALLAH kahretsin yine seçildi bu millet müstahaktır, her şey artsın da akılları başlarına gelsin, ben 1500 tl emekli maaşı alıyorum bu neye yeter, sıradan birisi bu nedir hiç bir hizmet alamadığımız halde ilçe belediyesine ve büyük şehire bir sürü para ödüyoruz, oysa sokaklar, caddeler berbat durumda deniz leş gibi kokuyor, durmadan lamba takıyor, kaldırım yapıyor, adam şöyle bir baktı sonra kulak fısıltısı ile sohbet devam etti.
Demokratik hakları dahi yok hükmünde görenler insanları ayrıştırmakta, ötekileştirmekte hiç bir kimse karşıdakinin oyunu küçümsememeli ve yok hükmünde saymamalıdır, zira aksi durumda zararı vardır. Davranışlar elbette yol, su, elektrik olarak dönecektir, sizler hakir gördükçe bu toplum sizlere kırmızı kart gösterecektir. Seçim bitmiş taşlar yerine oturmuş, galip ve mağlup aşikar olmuş, kazanan kaybettiği yerlerde nedenleri niçinleri araştıracak daha fazla iletişim kurarak eksikleri tamamlayacak, fakat ne gariptir muhalefet bu soruları kendine sormuyor üstelik kazananı da tebrik etmiyor. Spor müsabakalarında dahi kaybeden kazananı tebrik eder, bu aslında centilmenliktir, demokratik rejimlerin gereğidir.
Geçen günlerde malum yemin törenleri oldu milletvekilleri ve akabinde Cumhurbaşkanı kürsüye çıktı, ne kürsüde nedene meclise gelişinde bir kısım vekiller ayağa kalkmadı, sen başarılı olamamışsın, seçimde hiç bir zümre diğerine baskı uygulamadı, kendi hür iradeleri ile sandığa gidildi, öyle ise bize düşen galibi tebrik etmek, var olan eksiklerimizi gidermek vatandaşın neler istediğini görmektir, inatlaşmak başarıya değil, mağlubiyete götürür.
Bu şekilde yaklaşım ayrışmayı, kutuplaşmayı beraberinde getirir ki bu ülkenin iç ve dış siyasetinde duraksamalara sebebiyet verir, elbette böyle davranışın millet nezdinde faturası kesilecektir. Kürsüde yemin eden zatı kişi değil Türkiye cumhuriyeti Cumhurbaşkanıdır, milletin temsilcisidir. Bunu tüm dünyanın gözü önünde cereyan ettirmektedir, sadece kendinizi küçültürsünüz. ‘’Kendinize yapılmasını istemediğiniz hareketi başkasına yapmayın’’ Olası bir seçimde sizin seçilebileceğiniz seçenekler arasında var, diyelim ki seçildiniz peki muhalefete düşen dünki iktidar sahipleri aynı hareketi size çekerlerse ne düşünürsünüz? Onlar haklı biz kazandık lakin haklarını mı yedik, yoksa göğsünüzü gere gere kazandık mı diyeceksiniz.
Bu eda ve tavırlar taş devri insanlarına has bir özellik, sırf kendi hırs ve egolarının tatmini için mağlup dahi olsalar galip edası ile meydanlarda konu mankenliği yapmadan geri durmazlar. Türkiye muhalefeti havada, karada, denizde ve uzay da boy gösterir zihninde oluşturduğu pis havayı yanında taşır. Kötü Zihniyetten sıyrılarak toplumun refahı ve huzuru için iktidarın göremediklerini sen dile getireceksin ki hem iktidarı ikaz etmiş hemi de millet nezdinde vazifenizi ifa ettiğinizi ispat etmiş olursunuz.
Daha önceki yazılarımda belirtmiştim kaybeden kendini sorgulamazsa sorgulayanlar çıkar ‘’ kadran kazanı kaynar’’ demiştim. Yanlış toplama çıkartma tüccara kaybettirir faturası ağır olur hesap uzmanlığı sadece parmakları saymakla olmuyor, toplumun nabzını okumak o tansiyona göre tedavi yolları aramak başarıyı getirir, şayet milletin arzu ve isteklerinden uzak belirli zümrelerin amaçlarına hizmet edersen çoğunluk seni kör kuyuya hapseder.
Yıllardır kanayan bir yaramız var terör merkezi dışarıda kuklaları sahada, görmezlikten gelmek yada yanlarında durmak kağıt üzerinde kazanıyormuş gibi görsen dahi sandıktan çıkan sonuç ters düz eder uzmanlığın orada kalır. İlk etapta toplum verilen mesajları cevap vermeye bilir ama seçim günü her ne dersen de onlar yapacaklarını bilirler. Bu millet içindeki devşirmelerden çok çekti dolayısı ile herkesi tanıyor o istikamette karar veriyor.
Kışkırtıcılık yapmak, kaos yaratmak, insanları sokaklara dökmek memleket için faydalı değil zararlıdır, çıkacak krizler devletin işleyişini baltalayacak içinden çıkılmaz duruma sokacaktır, bu sadece ve sadece dış güçlerin ekmeğine yağ sürer, iç siyasette bir getirisi olmaz. Seçim bitmiştir seçilenlere saygı kültür gereğidir. Oturduğumuz yeri, geldiğimiz noktayı hesap edeceğiz boyumuz kadar söz sarf edeceğiz.
‘’ Sokak lambası gibi olma ey yar… Kime yandığın belli olsun’’ (NFK)
ALLAH’A EMANET OLUN Namık GEDİK