‘’Herkes fıtratına uygun kişilerle, olması gereken yerdedir. Ne kargayı gül bahçesine, ne de bülbülü çöplüğe alıştırabilirsin’’ (Mevlana)
Dünya Ortadoğu’nun yangını ile çalkalanmakta, bir azınlık Arap yarımadasına kafa tutup katliamlar yapmakta, ne gariptir süper güç denilen canavarın gıkı çıkmamakta, aksine destek vermektedir. Geçmişten günümüze bu coğrafya da cereyan eden hadiselerin, oluşturulan paralı terör örgütlerinin faaliyetlerine ve destekçilerine iyi bakılmalı.
Yıllarca din adına eylemler yaptığını deklere eden örgütlerin ne hikmetse hiç birisi İsrail’e saldırmıyor?
Devamlı surette Müslüman ülkelere ve Türkiye’ye saldırıyor, eylem yapıyor, eylem sonrası yaratılan boşlukları ABD askeri doldurmakta. 15 Temmuz’da başarılı olunsaydı o zaman hedeflerine daha rahat ulaşacaklardı. ABD’ nin beslemeleri bunu engelleyen MHP ve Ülkü ocaklarına saldırarak önlerinde en büyük engel olarak görmektedirler.
Yıllarca içimizde adam yerine konulanların bugüne kadar hiç bir kıssa kapmadıkları şuan ki hal ve hareketlerinden anlaşılmaktadır. Mal bulmuş mağrubi gibi her hadisenin içerisine çekmeye gayret ediyorlar. Ülkemizde kurguladıkları senaryoları piyonları vasıtası ile sahnelemekteler, bu oyuna ekran güzelleri, köşe yazarları, kendini aydın sanan akademisyenler de çanak tutmaktadır. En basit örneği anayasanın değiştirilmesi olayında türlü dedikodular ve aslı astarı olmayan propagandalar yapılmakta.
Hiç gündemde olmamasına rağmen ilk 4 madde üzerinden MHP, ye saldırılmakta, oysa her daim dillendirilen bu 4 madde kırmızı çizgidir, asla tartışılması söz konusu dahi değildir, bildikleri halde bilinçli olarak saldırmaktalar. Dün teskerelere hayır diyenlerin, Suriye harekatına karşı çıkanların bugün ki durumu iyi analiz etmeleri ve o gün ki tavırlarından vaz geçmeleri ülkemizin birliği ve bütünlüğü için şarttır. Lider ileriyi gören, okuyan ve günü değerlendirendir, bunu yapamayanlar sadece ve sadece süper güçlere hizmet etmektedir.
Ukrayna savaşı malum Gazze kuşatmasından önce cereyan etti, sebebi Rusya’nın dikkatinin Ortadoğu’dan uzak tutmak ve meşgul edilerek İsrail’in rahat hareketi sağlanmıştır. Cephede savaşan bir ülkenin başka bir cephede harekatı kısıtlanmış, ilgisi başka yere yönlendirilmiş oldu, yani Ukrayna – Rus savaşı, İsrail’in Ortadoğu’da rahat hareket etmesini sağlamak üzere çıkartılmıştır. Coğrafyamız gerçekten zorlu, fakat biz her daim kolayı değil zoru seçmişizdir, bu hususta hareket ederken akıllı politikalarla hasıl olacak saldırıları yerinde ve zamanında bertaraf ederiz.
Bugünü değerlendirirken savaşın ve şiddetin zuhur ettiği ve sıçradığı yerler pekte uzağımızda değil karadan 401, havadan 263 km. Yani yarım günlük mesafede cereyan etmekte, bu ateşin bize sıçramaması mümkün mü asla, aslında bugüne kadar yapılan tüm planlamalar bu doğrultuda ancak 15 Temmuz’da ki başarısızlık ve cumhur ittifakı birlikteliği tüm bu oyunları bozdu.
Dünden bugüne kadar izlenen muhalif politikalar tamamı İsrail’in istediği doğrultuda cereyan etti. Şöyle bir beyin jimnastiği yapalım;
‘’ Patriotların ABD tarafından Türkiye’ye verilmemesi’’
‘’ S 400 hava savunma sisteminin Rusya’dan alınması, ABD’ nin karşı çıkması’’
‘’ Değişik ülkelerden silah alırsanız bu gelecek açısından olumlu sonuçlar doğurmaz’’ (K.K)
‘’ S 400 ler depolarda çürüyecek’’ (A.Ş)
‘’ F 35 lerden çıkartılmamız bugünlerin habercisi’’
9 Ekim 2019 Barış pınarı harekatı,
‘’ Doğu ve güney doğuda 19 ilde faaliyet gösteren 352 STK dernek ve meslek odaları Diyarbakır’da ortak bir deklarasyon ile operasyonun durdurulması yönünde çağrı yaptı’’
‘’ Netenyahu; operasyonu kınadı ve Kürtlerin Türkiye ve müttefikleri tarafından etnik temizliği konusunda uyardı’’
İran Cevat Zarif; ‘’ Operasyonun Suriye’nin egemenliğini ihlal ettiğini şeklinde gördüklerini ve saldırganlığa karşı olduklarını belirtti’’
Lübnan; ‘’ operasyonu kınadı ve Türkiye’yi operasyon konusunda yeniden düşünmeye çağırdı’’
Suudi Arabistan; ‘’ Operasyonun ‘’bölgenin güvenliği ve istikrarı üzerinde olumsuz yan etkileri olduğunu söyleyerek Türkiye’nin eylemlerini kınadı.’’
K.K ‘’ Ne işimiz var bizim Suriye’de? Biz neden dışarıdan terör örgütlerini getirip, eline silah verip Türkiye’de eğitilip Suriye’ye gönderiyoruz’’
Ö.Ö ‘’ Bugün halkın sorduğu en önemli soru ’ İdlib’de ne işimiz vardır?’
Soru nettir Mehmetçiğin İdlib’de ne işi vardır. CHP, gelinen noktada Türkiye’nin yeni bir yol haritasına ihtiyaç duyduğunu düşünmekte’’
Dün bu düşüncelerin ve beyanatların arkasından, bugün gelinen noktayı iyi analiz edelim, kim kimin hesabına çalışıyor, menfaat gözetiyor, yanlışların içinde yapılmak istenen nedir bakmak gerek. Siyaset elbette olsun, ancak milli meseleler ve devletin bekası söz konusu olduğu zaman kalp, dil, ağız hal ve hareket bir olmalı aksi durumda meydana gelecek boşluğu dolduracaklardır. Dr. Devlet Bahçeli’nin kaygıları bundandır, yarın meydana gelecek her hangi bir saldırıda ayrışmadan birlik içinde yekvücut olmalıyız, her kafadan ses gelirse sadece ve sadece düşmanın ekmeğine yağ sürülür.
Ülkemizin menfaati, milletimizin geleceği her türlü siyasetin ve düşüncenin üzerindedir, yaşaması ve yaşatılması milletin tek vücut halinde aynen istiklal harbinde olduğu gibi dik duruşla mümkün olur, aksi durumda olmayan bir devlet, dağılmış bir millet hasıl olur, buna müsaade edemeyiz. Önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben şiarı ile hareket etmemiz şart.
‘’ Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et, çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar’’ (Mevlana)
ALLAH’A EMANET OLUN
Namık GEDİK