’ İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar’’ (Mevlana)

 İnsanlar yapılan ve yapılacak işlerin önünü arkasını düşünmeden körü, körüne atılması ve sonunda hezimetin yaşanması, beklenmedik kaçınılmaz son ve hayal kırıklığı yaşanır. Çağımız ilimin zirvesindedir, teknoloji bilgi alma ve edinme yönünde çok yüksek verileri temin imkanına sahibiz ama ne hikmettir sadece ve sadece bakar kör oluyoruz.

 Gelecek planları yapmak, ileride yaşanacak sıkıntıları bertaraf etmek, emin ve güvenli bir şekilde hayatı idame ettirmek zamanın gelişen verilerini kendi lehine çevirerek olumsuzlukları ortadan kaldırmak suretiyle kendine ve sonrası gelecek nesillere daha güvenli ayağı yere basan bir hayat satandartı yakalamak önümüze gelen fırsatları lehimize çevirmek bize rahatlık ve huzur sağlayacak, yarınlarımızı teminat altına almış oluruz.

Araştırmak, bilgi almak, muhakeme yapmak sonuçları akli melekelerimizin süzgecinden geçirerek sağlam ve net kararlar vermemizi temin ederiz. Çevremizde ve kişilerin söylem ve eylemlerinde ne gariptir sadece ve sadece objektif bakmakta, niceliklerini ve niteliklerini araştırmak sanırım daha sağlıklı kararlar vermeye itecektir. Toplumumuzun genelinde görüntüye göre karar verme yetisi hakim aslında işin nevine inildiği vakit görünenin aksine farklı bir resim ortaya çıkacaktır.

Bir insanın dış görünüşüne göre değerlendirmek o doğrultuda söylem geliştirmek, yanlışın doğru algılanmasına sebebiyet vermektedir, sokakta yürürken her görülen güzeli beğenmek, gönül vermek ve sonunda hüsran yaşatması kaçınılmaz. Ruh güzelliği ile fiziki güzellik farklı katagoride değerlendirmek ancak iyi bakan, hal ve hareketlerle karakteristik özellikleri bağdaştırıp bir arada değerlendirerek verilere ulaşmak sağlıklı neticelere ulaşmayı temin eder. Zamanın aşamasında vermiş olduğumuz sağlıksız kararlar bize olumsuz yansıyacak yaşam dengemizi sarsacaktır.

Bir konunun zamana yayılmasından önce tüm verileri tartarak oluşacak her türlü sıkıntıların hayata geçirilmeden giderilmesi ileride yaşanması ihtimal hadiselerin önünü keser.

Dün bir seçim süreci yaşadık henüz sonuçlar netleşmedi ancak gözüken tabloya göre değişiklik olmayacak, belki ikinci tura kalacak, yukarıda izah etmiş olduğumuz gibi hırsla, kinayen, çıkar hesapları belki kişinin egosunu tatmin eder ancak ülke bazında derin yaralar açar, topluma aksetmesi ile gelişmede ve büyümeyi maalesef sekteye uğratır. Kişinin ben seninle bir olurum ancak bana şunları verirsen yahu biz devleti, geleceği rakı masasında mezemi yapacağız, bu ne aymazlık, bu ne utanmazlık, sen bu ülkeyi seviyorsan karşılığı olmamalı, kayıtsız şartsız önce ülkem, sonra takdir milletimin denmeli, hey hat ne acı destek veririm ama bana bakanlık verirseniz bu vatanseverlikse kalsın senin vatanseverliğin. İzah etmeye çalıştığımız insanın biraz palazlanınca nereden, nasıl geldiğini unutup kendini kaf dağının arkasında görür bu şuurun eksik olduğunun vatanseverliğin düşük Ayküde seyrettiğinin ürünüdür.

Milliyetçilik, benliğin ön plana çıktığı, menfaatlerin yarıştığı bir fikir hareketi değildir, topluma bu denli saygısız duruşlarla aldatmayalım dürüst liyakatli duruş sergileyelim bizim önceliğimiz milletin geleceği, vatanın bütünlüğü, devletin bekasıdır. Bu davranışlara sanırım oy kullanacak milliyetçi muhafazakar seçmenin gerekli dersi vereceği bir gerçektir, biz bölen değil, birleştiren, dağıtan değil bütünleyen, bugünü değil yarını hesap eden bir kitleyiz, ene asla yoktur.

Bu düşünce istikametinde yarına bakarak değerlendirmede bulunmak her aklıselim insanın yapacağı düşünce hareketidir, tarifin aksi vatan hainliğidir, siz devletin bütünlüğünü zedeleyecek, aksatacak.

,Varlığını tehlikeye sokacak duruş ve hareketlere müsaade etmeyeceksiniz. Gayemiz kişilerin egolarının tatmini değil, nihayetinde kişiler gelip geçici yani fani ama devlet baki, onun hayat bulması bir ve beraber olmakla temin edilir öyle ise kişisel arzu ve istekleri bir tarafa bırakıp devleti ebet müddet demeliyiz. Çevremiz bizim tökezlememizi ve bir tekmede biz vuralım diyenlerle çevrili bakış açımız bu pencereden olsun, karar verirken cehaletin alimlerinin sözlerine değil doğru olanın istikametinde taraf olalım.

Çocuklarımıza güzel bir vatan, ilimde irfanda çağın zirvesinde çevresinde caydırıcı, söz sahibi bir devlet bırakalım, köle, uşak, icazetli bir devlet yavaş, yavaş eriyen ve yok olan olur bu sizlerin ellerinde dilerseniz yeniliklere ve yükselmeye evet yada aksine devam dersiniz. Yükselmek ileri gitmek desteklerle olur omuz vereceksiniz, iyi düşünecek kati ve doğru karar vereceksiniz ki devlet diz çökmesin. Hesap yapmak, verileri bir araya getirerek sağlıklı sonuçlar elde etmek bizlerin elinde ya uçurumu seçeceğiz veya yükselişi bağımsız olmayı tercih edeceğiz.

 Gelecek bizlerin omuzlarımızda, yük ağır karar vermek zor ancak söylediğimiz gibi iki şık var var olmak, yok olmaya vize vermek.

 En büyük cehalet görünen kanıp peşinden gitmek, oturma cahilin alimiyle, sohbet etme alimin cahiline.

                                     ALLAH’ A EMANET OLUN

                                                                                                Namık GEDİK