Bugün ki durumdan hayıflanmak, eleştirmek ama elini taşın altına koymaya gelince sorumluluktan kaçmak, bu ne inancımıza, nede TÜRK töresine uymuyor. Dün gençliğin idolü olanlar, yön verenler şimdi miskin, atıl vaziyette bir köşede beklemekteler, derin bilgilerinden, engin tecrübelerinden bu milletin istifade etmesi gerekmez mi?
Bizler kibir yaparsak, gururlanırsak etrafımızda kimse olmadığı gibi toplum içerisindeki itibarımızı yerle yeksan ederiz. Ben değil, biz, alçak gönüllü, müşvik olursak sanırım iletişim daha güzel olacak ve değerler yerine oturacaktır, işte o zaman kartal yuvasına tüneyen baykuşlar kaçacak yer arayacak. Gün dövünmek hayıflanmak vakti değildir, inanıyorsak, üzülüyorsak bir izbe köşede yakınmak yerine sorumluluk bilinciyle yeniden gençliğe öncü olmak bilgi dağarcığınızdan toplumun istifa etmesini temin etmek gerekir.
Eleştirilecekse küserek, Uzak durarak değil aynı fikirleri paylaşanların içerisinde birlikte yanlışa, yanlış doğruya, doğru diyerek, açık ve net tepki göstererek hem davaya sahip çıkılmalı, hem de kişisel menfaatlerini ön plana çıkartanların terk etmesi sağlanır.
GÖZDEN IRAK OLAN, GÖNÜLDEN DE IRAK OLUR, sesiz kalmak, umursamamak mümin kişiye yakışmadığı gibi aykırı her durumu kabullenmek anlamına gelir. Atalarımız ne buyurmuş “TAŞ YERİNDE AĞIRDIR” senin değerini ancak senden olanlar bilir. Nice dost görünümlü kuklalar gördük daima kullandılar ve iş bitince kenara attılar. Tarihin tozlu sayfalarına bakıldığı zaman ihanet ve hainlik devamlı vardır, ancak boşluk bulur, zayıf noktayı yakalarsa o zaman planlarını uygulamaya sokarlar. Dış güçler ayen beyan bellidir ancak içerideki gizlidir, bunu aşikar etmek bilgiye, beceriye ve tecrübeye bağlıdır. Benden görünüp, beni taklit eden çok oldu zamanla barınamayacağını anlayınca kulvar değiştirdi ama giderken çelme takmayı ihmal etmedi. Elbette bizde unutmayacağız.
DÜŞTÜĞÜM YERDEN KALKARIM, AMA DÜŞÜRENİ ASLA UNUTMAM.
Mesele menfaat, koltuk hırsı, nam salmak değil, sahip çıkmak ALLAH rızasını gözetmek, nemelazımcı olmayıp, mazlumlara umut olmaktır.
Bu yüzdendir intizarımız, hezeyanımız. Meydan tilkiye kalırsa ne kümes kalır, nede tavuk. Ne buyurmuş HZ. Ali efendimiz ; GÜNLÜĞÜNE BİR KAVME HÜKMETSEN, ELBETTE ONDAN SORUMLUSUN. Öyle ise buyrun.
ALLAH,A EMANET OLUN.