‘’Herkes uğraşır durur, doğru insan bulayım diye, ama kimse bakmaz aynaya, doğru insanmıyım diye’’  (H.Bektaşi Veli)

Emperyalist, süper güçler, siyasi, kültürel, ekonomik, basın, yayın kurum ve kuruluşlarında devamlı surette kendilerine tabi olacak elemanlar yetiştirmektedir ve gelecek zaman diliminde uyuyan hücreleri harekete geçirerek bulundukları ülkelerde iktidarı yıkma girişimlerinde bulunmakta, yada iktidar olmak istemektedirler, netice itibarı ile kendi ülkelerinin menfaati doğrultusunda faaliyet göstermektedir.

Millet olarak, çok çetrefilli bir bölgede hâkimiyet kurmuş, varlık mücadelesi vermekteyiz, bir yanda içimizde devşirilmişler, bir yanda onları bu tezgâhta dokuyanlar. İyi bir analiz toplumun içerisinde hain olanları afişe edecektir, sadece nereden nasıl o yerlere geldiklerine bakılması kâfidir, geçmişi araştırıldığı vakit gizli ajandaları aşikar olacaktır.

Çağın getirdiği yeniliklerle yöntemler değişmiş teknolojik üstünlük kimde ise o söz sahibi olmaktadır. Gelişen dünyada artık silahlı mücadele yerini dijital yarışa bıraktı, kim daha etkin ve güçlü ise o baskın çıkmakta ve bir birlerini sabote ederek gelişmeyi engellemekteler. Bu düzen içerisinden kültürel yozlaşma, etki ajanları, kullanılan ekipmanlar ve elemanlar yaratarak kapsam alanlarını genişleterek karşı tarafın işleyişini kısıtlamaktadırlar.

Toplumları etkilemek, istedikleri noktaya getirmek için geçmişte yetiştirmiş oldukları piyonları belirli noktalara, makamlara getirmek suretiyle manipülasyonlar yaparak kaos ve anarşi yaratarak iktidarları yıpratmak, isyana teşvik etme gayreti görülecektir. Yakın tarihimizi analiz ettiğimiz vakit benzer hadiseleri çıplak gözle görebiliriz. Gezi parkı 28 Mayıs/30 Ağustos 2013, 6-8 Ekim Kobani olayları 2014 daha da çoğalta biliriz, bunlara lojistik destek sağlayanlar, istikbari bilgi verenler ve dünya kamuoyuna duyurup uluslararası destek isteyenler, canlı haberini yapıp yayınlayanların cümlesi etki ajanıdır, bu ülkenin gelişmesine engel olmaya çalışan süper güçlerin piyonlarıdır.

Zeytindalı Harekâtında yaşanan bir hadise adeta delil niteliğindedir, alman bir basın mensubu telefonla yer bildirimi yapıyor teröristler o bölgeyi ateş altına alıyor, daha sonra tespit edilen gazeteci yurtdışı yapıldığı gibi bir daha konum belirlenmesine müsaade edilmedi. Batı geçmişte yetiştirmiş olduğu kimseleri haber kanalları, gazeteler, köşe yazarları vasıtası ile yalan haberler yaptırtarak insanları yanlış istikamete yönlendirmektedirler.

O kadar hâkimiyet kurmuşlar ki kültürel, ekonomik, siyasi olarak çok ince ayarlar yapmaktadırlar. Siyasetin içine sirayet eden bu kimseler aslı astarı olmayan kaos yaratacak beyanatlarla halkı anarşiye sevk etmekteler, bu tip hadiselere varlığını batının desteği ile temin eden devletin üst kademelerinde yer alanlar dahi maşa oldular, milletin canını yaktılar. Parlamenter sistem faal iken Cumhurbaşkanı ile başbakan bir birlerine ters düştüler ve nihayetinde çift başlılık Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ortadan kalktı. Batı kullanabileceği üst düzey yöneticileri taltiflendirerek kışkırtıp istek ve dileklerini enjekte etmişlerdir.

Ülkemizdeki anarşinin durması yönünde ülke menfaatleri değil de batının istekleri ön planda olmuş bundan Oslo, Dolmabahçe görüşmeleri ve bildirileri çıkmış, bu meyanda bir takım kendini Prof. sanan zavallılar bildiri yayınlamışlardır, ülkenin güvenliği, halkın emniyeti asla düşünülmemiş tamamen dışarı güdümlü bildiri hazırlayarak kamuoyuna deklare etmişler ancak destek bulamamışlardır. Batının içimizde örgütlediği STK lar iktidara karşı söz sahibi olabilmek için adımlar attılar, hükümeti yanıltmaya yönelik beyanlarda bulundular ancak bunların tümü devlet aklı ile bertaraf edildi. 1980 ihtilali ile başlayan ve demokrasiye dönüşle birlikte batı yetiştirmiş olduğu etki ajanları vasıtası ile temel attı, kendilerine bağlı STK lar oluşturarak maddi destekle hizmetlerini aldılar.

Batı güdümlü bu STK lar maddi destekte alarak onların yörüngesine girmiş ve hazırlanan ve kendilerine tevdi edilen bildirileri deklare etmişlerdir. 2006 yılında cevahir otelde yapılan STK toplantılarına katıldım, orada edindiğim bilgiler beni hayrete düşürdü, tam 400 STK iştirak etti, STK lara AB fonundan destekler verildi, bize de gelen teklif maddi destek sağlanacak, ancak biz ne dersek o doğrultuda hareket edeceksiniz dediler.

O dönem Uçak Tek. Der Bşk vekili idim cevabımız, bizler hiç bir kimsenin güdümünde hareket etmeyiz, kâfi derece maddi desteğimiz ve birikimimiz var diyerek ret ettik.  O gün o desteği alanlar sonra köle olmuşlardır ‘’Bu vakıfların dürüst olanları vardır. Ancak çoğunluğu taşra kızları gibi, önce yardım almakta, sonra giderek ağa düşmekte’’( M.Aşık. Milliyet. 10 .09.205)

‘’ Biliyormuydunuz Mustafa Yıldırımın kaleme aldığı ‘ project Democracy- Sivil örümceğin Ağında’ isimli kitabının… Bazı sivil toplum örgütlerinin ne denli‘ naylon olduğunu belgelerle ‘ sille tokat ortaya koyduğunu’’ ( Ş. Sürter. Akşam. 25.10.205)  Bugün halen varlığını devam ettiren ve ülke aleyhinde faaliyet gösterenler mevcut. Bunlardan biriside 15.11.2002 tarihinde terör örgütü ile görüşme yapıyor. ( 04/ 03/ 2003. Belge NO: 373) Buna yol veren, siyasi, aydın, iş adamları ikaz edilmeli ve gerekirse derdes ivedilikle uyarılmalıdır.

 Bizlerin üzerine düşen peşinden gittiğimiz adamların, STK ların ne maksatla kurulduğu, kime hizmet ettiği, kimlerle bağlantılı, hangi kurum ve kuruluşlarda faaliyet gösterdikleri ivedilikle tespit edilmeli ve nefesleri kesilmeli, bu ülkemizin, BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN yarınları için önem arz etmektedir.

‘’ Bilmek istersen seni, can içinde ara canı. Geç canından bul anı, Sen seni bil, sen seni ‘’(H.Bayram-ı Veli)

                                         ALLAH’A EMANET OLUN

                                                                                                Namık GEDİK