‘’ Günahlar kefarettir gönüldeki keder. Niyetler halis olunca ameller olmaz heder. Biraz sabreyle bak. Neler göreceksin neler. Mevlam ihmal değil imtahan eder….’’ (Mevlana)
Gerginliğin ortadan kalkması, normalleşmek, kişi ve kurumlar arasında sorunların diyalog yoluyla çözülmesi, sert davranışlardan ve söylemlerden uzak durmak, velhasıl huzur ortamının tesis edilmesi. Bu tanımlar yapılırken acaba gerçekten böylemi, yoksa takiyyemi yapılıyor önce onu çözmemiz şart.
Yumuşama; elbette güzel bir hadise, insanlık adına hoş bir hareket, getirisi yüksek, toplumları ileri götürecek, gelişimde çığır açacak bir olgu. Peki gerçekten doğrumu, işte bu tartışamaya açık bir husus. Söylemle icraatlar bir birinin zıddı ise bir sorun var demektir, yada bilerek, isteyerek icra edilmektedir. Söylem ala, peki ya eylem hiç de öyle değil, Cumhurbaşkanını ziyarete gidiyor, sonra Cumhurbaşkanı muhtereme gidiyor, hemen akabinde cumhur ittifakını bozmak için gayret ediyor, ey arkadaş dostmusun, düşman mı? Görsel ve yazılı basında verilen demeçler, yapılan yorumları bir araya getirdiğimizde asıl maksat zuhur ediyor, söylemlerin altında gizli bir plan var, önce hoşnut etmek, sonra dalını, budağını budamak, mevcut olan birlikteliği sabote ederek kargaşa ve kaos yaratarak, kavganın arasından kendine pay çıkartmak. Çelişki her yerden fışkırıyor ‘’ Biz son seçime bir siyasi partiyle ittifak yaparak girmedik ve tek başımıza son 47 yılın en yüksek oyunu alarak Türkiye’nin birinci partisi olduk’’sonrası;
‘’ Sayın Bahçeliye bir davette bulunayım. Eğer kendi ittifakından memnun değilse bizim ittifakımıza katılabilir. Bizim ittifakımızın adı Türkiye ittifakıdır’’ sayın özelin iki beyanatından hangisi doğru ittifakları varmı, yokmu?
Yoksa bu neyin nesi varsa yukarıdaki sözler kime ait, Baykal mezardan kalkıp söylemedi özgür, özgürce söyledi.
Bu akıl ülke yönetecek, boyuna posuna bakan adam sanar, kaşı gözü silikonlu yakışıklı, sana MHP den ve AKP den pirim çıkmaz anlamadığın bir nokta var cumhur ittifakı menfaat üzere kurulmuş nihayete erdiği vakit ‘’sepet koluna herkes yoluna’’ değil.
Bilirmisin o gazi meclisin tuvaletlerinde, kılvuzdan sende iz kaldı sanırım, yine de Devlet beye teşekkür et, yoksa her yerin tezek olacaktı. Toplum huzurunda hacı, ulema, evliya olurlar sonra parsayı toplarlar. Menfaat üzeri kurulan birlikler getirisi bitince ortaklık bitiyor, saldırı başlıyor. Kimlerin kapısında kışlamadınız en son ZP’ ye gittiniz diğer ortaklardan hariç protokol imzaladınız ‘’ Biz sahada kendisi için oy isterken, meğer o, Ankara’nın dehlizlerinde gizli pazarlıklar yapıyor, protokoller imzalıyormuş. Arkadaşlarının haberi yok. İttifak ortaklarının bilgisi yok. Hoyraçca heba edilmiş bir güven. Yeniden kazanılabilir mi Kılıçdaroğlu?’ (’i.p. T.Ç)
‘’ Demokratik siyaset gizli protokollerle değil şeffaf biçimde yapılması gereken bir iştir. Vatandaş kime, hangi şartlarda, nasıl bir çerçevede oy vereceğini bilsin, oyunu ona göre versin. Çünkü hakimiyet milletindir’’ (Deva Burak angın) Kendi ittifakı içerisinde birliği sağlayamayan bu zevatlar ülkemi idare edecekler, ne mümkün. Ülkemizin son yılların en sağlam ittifakına sahip, basit algılarla, gülücüklerle, fitne ve fesatla yıkılacak veya menfaate dayalı bir ittifak değil. Babaları saldırın diyor bunlar dört koldan saldırıyorlar sonra dönüyor gülücükler dağıtıyor, yumuşamadan bahsediyor, iyi polis, kötü polisi oynuyor. Ey aklı bir karış havada biz sizin ciğerinizi biliyoruz, gizli ittifaklar, güneş moteller, vekil devşirmeler, en son ip in içine yolladığınız piyonları geri çekiverdiniz, aslında onun kurulması da sizin planınızdı sırf MHP’ yi bitirmek maya tutmadı yoğurt bozuldu. Şimdi cinayet üzerinden salvolar atıyorlar güya hak arama, peki bir katile burs veren vekile ne diyeceksiniz, rahmetli Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun hakkı neden aranmaz, dillendirilmez?
Bu cinayet değil mi rahmetlide ülkücü oda liderdi. Kapı, kapı dolaşan kendini kaybetmiş mayın, denize düşen yılana sarılır misali tehlikeli sularda avlanıyor.
2015 Haziran’ında seçim sonrası KK Devlet beye BB teklif ediyor, sinsice yaklaşıp cazip teklifle karşıdakini aldatacağını sanıyor ancak karşınızdaki bir partinin lideri değil Türk dünyasının umudu yol başçısı, senin gayen MHP’yi HDP ile yan yana getirip azınlık hükümeti kurdurarak bitirmek, biz iyi biliyoruz ki bu yumuşakların ABD ile bir hareket ettiklerini onların istek ve dileklerine boyun eğerek iktidar olacaklarını sanmak, hani atalarımız ne demiş ‘’ Yardım almaya alışanlar, emir almaya da alışırlar.’’
Herkes oturduğu, kalktığı yeri bilmeli bizi başkaları ile karıştırmamalı, zira biz senin gel dediğin vakit gelen, git dediğin vakit giden ahbaplarından değiliz, günlük siyaset değil, gelecek yüz yılları kapsayacak bir ittifakın içindeyiz, sansarcılar, tilkiciler, mabet kaçkınları hesapları o doğrultuda yapsınlar. Ne demiş bilge lider ‘’ Ancak bu görüşme trafiğinin MHP’ yi hedef alan karalama kampanyasına dönüştüğü de her türlü izahtan verastedir’’
‘’ Adam yerine koyduklarımı, neden aynı yerde bulamıyorum’’
ALLAH’A EMANET OLUN
Namık GEDİK