‘’ Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi emreder’’ (Nisa suresi, 58)
Tarihte vakıa olarak geçse de güncel haliyle seçimi çağrıştırmaktadır, sadece tarihler çakışmıştır. Şehirlerin, ilçelerin, beldelerin ve köylerin yöneticileri seçilecek, dolayısı ile büyük önem arz etmektedir. İnsanların ihtiyaçlarını giderecek, rahat ettirecek, sorunları yerinde ve zamanında çözecek donanımlı kimselerin seçimi olacak.
İnsanımız bu konuda ne kadar duyarlı, karar verirken neye, nasıl, neden, kimi seçecek, aslında basit gözüken ancak çok önem arz eden bir husus, yani ikamet ettiğimiz yerlerde sorunları giderecek plan ve proğramlar hazırlayıp icra edecek bilgi sahibi ehil yöneticilere ihtiyaç var.
Bulunduğu yerin sıkıntılarını bilen mesaisini tamamen kendi uhdesindeki sınırlar içerisinde harcayacak idarecilere gerekmektedir. Yöneticiliğini yaptığı yerin tarihi, sosyolojik, kültürel mirasını koruyarak teknolojik verilerle daha yaşanır, rahat ve huzurlu bir hale getirilmesi her kim olursa olsun vazifesidir. Koltuğa oturduğu andan itibaren hiç bir ayrım yapmadan eşit hizmet sunmak ve ikamet edenlerin sıkıntılarını gidermek gerekmektedir. Bir şehrin gelişimi her safhada paralel ilerlemesi gerekir.
Teknolojik verilerle plan ve proğramlarla desteklenmesi, alt yapının yenilenmesi çok önemli. Sadece makam kapıp sağda solda turistik gezi yapanlar bu millete hiç bir katkı sunmazlar, sunmadılar, sorunlar yumak olmuş beklemekte. Bir ilin en büyük problemi trafik yükü ve esnafın merkezde olması ikisi aslında bir birini tetiklemektedir. Ya ulaşımda büyük atılımlar yapılacak, yada şehrin ücra köşelerine kadar alış veriş yapma ve resmi dairelerin birer şube açarak yararlanma imkanı sunulmalı. Yöneticiler sosyal belediyeciliği artırır nitelikte hareket kabiliyetine haiz olmalıdırlar.
Eğitimden tutun, sağlığa kadar sahalarda, iş başında ehil ve kabiliyetli, tecrübeli elemanlarla kısa ve sağlam adımlar atılıp sorunları ivedilikle ve çözümlemelidir. İlgi ve alaka sorumlu oldukları bölgelerde icra edilmeli ki insanlar ihtiyaçlarını gidersin, yok ben bildiğimi yaparım, her türlü afat dahi olsa asla alışkanlıklarımdan taviz vermem gezimi, kayağamı, ecnebilerle toplantılarımı yaparım, şehrin sıkıntılarını memurlarım çözer, dersen bir daha ki sefere deniz feneri gibi yakarlar, fırtınada sahip dahi çıkan olmaz.
Demokrasiyi özümsememişler maalesef alavere, dalavere yollara müracaat etmekte yada asparagas haberlerle kaçamak güreş tutmaya gayret etmekteler, bu millete ve demokrasiye yapılan en büyük saygısızlıktır. Asli vazife kaos ve kargaşa yaratmak değil liyakatli, ahlaklı, ağzından çıkanı duyan çevre bilinci yerleşmiş yöneticilere ihtiyaç var. Bir yerin gelişmesi sadece sanayii ile değildir, kültürel, tarım, endüstri alanında yapılacak atılımlar ve bunları pazarlayacak insan ve teknolojik gelişim ve reklama ihtiyaç vardır.
Sahilleri olan yerlere liman, hava alanları olmayan bölgelere tesis edilmeli ki üretim ve ihracat yapılsın, şehrin ana damarları rahat hareket edebilecek konumda bekleme saatlerce değil saniyelerle planlanmalı, bu konuda yatırımlar hızlı bir şekilde icra edilmeli, bu meyanda insan göçü önlenmiş, istihdam yaratılmış, böylece işsizlik azalmış olur.
Dünün üzerine ilave edilmiyor, daha kötü hal arz ediyorsa kalkınmanın önünde büyük engeller vuku bulur, bu toplum üzerinde baskılara ve insan göçüne sebebiyet verir. Yerel yönetimlerden maksat merkezi yönetimin ulaşamadığı noktalara da hızlı hareket etme kabiliyeti kazanacak bölge çabuk kalkınacaktır. Makam işgal edip faaliyet göstermeyenlerin o koltuklarda oturmaları halka zuldür, bir nevi işkence anlamı taşır. Bölgenin imarı, tabii güzellikleri, tarihi ve kültürel varlıkları güncellenerek halka arz edilmelidir, yıkarak, harabe bırakarak gelişme olmaz aksine sorunlar yumağı olur içinden çıkılmaz hal alır. Yerel yönetim ve idarecilik tek kişinin yapabileceği bir yönetim biçimi değil ekip işidir, toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek donanımlı bilgi sahibi kimselerin kadrolarda yer alması iş yükünü azalttığı gibi yürütmenin daha hızlı ve rahat olmasını temin eder, acemi, bilmeyen kimselerin yer alması işlerin ağır aksak işlemesine sebebiyet verir ki bu huzursuzluğa ve kaosa sürükler.
Mesele hizmetin daha çabuk ve az hata ile yapılması sorunları minimize edecek hareket sahası genişleyecek yük hafifleyecektir. Ata binmesini bilmeyeni jokey yaparsanız en kısa zamanda düşer ve bir tarafını kırar, bilen tecrübeli kimseler işin ehlidir asla taviz vermez ve ivedilikle çözüm üretir sahaya yansıtır. Malum ülkemiz deprem kuşağında ertelenmesi söz konusu dahi olmayan kentsel dönüşümler hızlı bir şekilde ertelenmeksizin gündemde olmalı ve hızlı bir şekilde başlanmalıdır.
İşi ehline teslim etmek devletin, milletin ve bölgenin yararına olacaktır. Değerlere sahip çıkacak, koruyacak nesillerden, nesillere aktaracak icraatlar şahsiyetli idarecilere ihtiyaç vardır, beklenti büyüktür. Düzgün vasıflı, ahlaklı Ali Cenap, müşvik kişilikli insanların makamlarda oturması temennimizdir. Cumhur ittifakının olduğu yerlerde bazı cadde, sokaklara ve meydanlara dava uğruna şehit düşen şahısların isimlerinin verilmesi ziyadesi ile memnun eder.
(Kerep Sarı, Süleyman Özmen, Fikri Arıkan cümlesinin mekanları cennet olsun)
Göğsünde olanlar bir nebze iman,
Gönlünü mazluma eder süt liman.
Halkı ayırmadan kafir- müslüman
Aça aş, açığa bez verilmeli.
(N.Y.Gençosmanoğlu)
ALLAH’A EMANET OLUN
Namık GEDİK