‘’ Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder’’ ( İmam-ı gazali )
Terörün dini, dili, ırkı, imanı, maneviyatı, insani değerleri olmaz onların bu vasıflara karşın tek amaçları madde, yeter ki birileri beslesin, beslenirken kullanılsın ve dahi kendini patlatabilsin. Yaratılmış hiç bir canlı varlık bilerek aklı başında kendini feda etmez, ancak akıl ve vicdanlarını satmış, yada kiraya vermiş olanlar bu işleri yaparlar.
Millet; aynı düşünce ve gaye etrafında bir araya gelen fertlerin, ailelerin birleşmesi ile oluşmuştur. Her topluluk millet vasfına haiz değildir. Bulunan coğrafya, yeraltı zenginlikleri, yer üstü doğallığı diğer devletlerin iştahını kabartır ve elde etmek için her türlü oyunu oynarlar, kaos, huzursuzluk, bezginlik çıkartarak insanları karamsarlığa sürüklerler.
Temelleri sağlam olan topluluklar asla taviz vermezler, birliktelikleri mücadele azmini daha da kuvvetli yapar. Bu gelişmeyi içine sindiremeyen emperyalistler pozisyonu bozmak, çağın getirilerine uymaması ve yararlanmaması için ellerinden gelen her tülü argumanı kullanırlar, işte terörün asıl oluşumu bundan kaynaklanmaktadır, bu yüzden bölgesinde konum itibarı ile öneme haiz olan devletler olabilecek her türlü saldırıya veya olası eylemlere karşı tetikte olmalıdır.
Yeryüzünün şekillenmesi ile bu mücadele değişik teknik ve metotlarla devamlı surette denenmiş ve halen devam etmektedir, şayet kudretin yoksa, kendi, kendine yetemezsen işte o vakit nasıl uyuşturucuya bağımlı yapılıyorsa, devletlerde mecburen bu kervana katılıyor ve nihayetinde hani derler ya ‘’ Yardım almaya alışanlar, emir almaya alışırlar’’ misali aynı çemberin içine dahil olurlar.
Asya’dan Anadolu’ya gelişimizle aslında anarşi başlatılmış bunlar değişik yöntem ve uygulamalarla devam etmiş günümüze kadar gelmiştir. Bir ülke neden dışarıdan müdahalelerle iç karışıklığı itilmeye çalışılır? Ya bulunduğu coğrafya ve yer altı zenginlikleri, yada gelişime açık bölgesinde güçlü olabilme ihtimali dış odakların planlarını bozduğu gibi Pazar paylarını daraltmaktadır.
Şöyle bir düşünelim akıl süzgecinden geçirelim, nedenleri, niçinleri analiz edersek cevabı yakalamakta zorluk çekmeyiz. Maneviyatı madde olanlar bu kurgu üzerine devletleştikleri yada tekelleşme arzusu kendinden başkasının varlığı ve güçlülüğü rahatsızlık yaratmaktadır hani köpekler kendi bölgelerinde yabancı köpekleri istemezler işte tamda bu düşünce ile ileriye dönük hazırlıklar yapmaktadırlar. Asıl kaynağı bulduğumuz vakit baş giderse kol ve ayaklar başıboş kalır ve serseri mayına döner açık verecektir o vakit geri kalanı da itlaf edilir ve bir daha belini doğrultamaz.
Daha önceleri de değinmiştik terörün sadece silahlı kanadı yok gıda, finansman, Pazar bu gibi yerlerde hakimiyet kurunca olası bir karşıtlıkta hemen krizi devreye sokarak ayakları topal aksayan bir devlet yönetimi oluşturur. Elbette buna hizmet eden piyonları anlamak güç, zira ölünün hiçbir şeye ihtiyacı yoktur nihayetinde artık cesettir, nasıl bir anlayışa sahipler analiz etmek gerek. İnsanoğlu elbette zaafları olan canlı, nasıl hayvanların yemeye, içmeye dayanamayıp ikram edilen yerlere iyi veya kötü niyetli olsun koşarak gitmektedir.
Gerek içeride, gerekse dışarıda her zaman kötü düşüncenin ürünleri var olacaktır, aynen şeytanın olduğu gibi mesele onun hareket sahasını daraltmak nihayetinde kaçırmak bunun yolu ilk önce savunma alanında çok güçlü olmak, akabinde siyasi olarak alınan karaları doğru almak ve dik durmak, elin ne kadar güçlü olursa o denli isteklerini yaptırırsın aksi bir durum tezahür ederse bir kere paçayı kaptıranlar gibi bir daha asla ellerinden kurtulamaz.
1980 öncesi batı bizi meşgul etmek gelişmemizi engellemek ve daha fazla silah satmak için ülke genelinde devşirdikleri yerli uşakları ile kısmen başarılı oldular, önce ısladılar sonra yoğurdular ve fırına verdiler gerisi kendiliğinden geldi ‘’nitekim’’ üzerine düşeni yaptı böylece yıllarca zeminini hazırladıkları arzu ve isteklerine kavuştular onlar kazandı biz kaybettik. Ülkemiz zaman içerisinde geçmişte yapılan hataların tekerrür etmemesi için tedbirlerini aldı ve son girişimleri millet tarafından bertaraf edildi yani 15 Temmuz’da başarılı olamadılar.
Terör basit iki hece değil içeriğine inildiği vakit istihbarat, lojistik, finans, yerli iş birlikçi ve STK’lardan alınan destekle istediğini yapabilmekte. Şöyle bir düşünelim neden iç Anadolu ve Karadeniz bölgesinde tutunamıyorlar?
Çünkü oralarda kıpırdayan yaprağın hışırtısı dahi iskan edenler tarafından derhal fark ediliyor ve gereği yapılıyor, anacak Güneydoğu’da öyle değil tehditler, iktidarların boşluk yaratması hepsi etken oluyordu şimdi artık o boşluklar dolduruldu ve bölge insanı rahat nefes alır oldu.
Bir sohbet esnasında bölgede görev yapmış harekatçı ile sohbetimizde ‘’ Bir gün bankada işlem için sıraya girdim, kuyruk uzun dışarıdan birisi girdi, üniformalı olanlara küfürler, hakaretler diz boyu gıkları çıkmıyor, sıradan çıktım sen kime hakaret ediyorsun dedim bankanın ortasında buna güzel bir dayak attım, birde tekme kapı dışarı attım, döndüm hakaret işitenlere yahu dilinizi mi yuttunuz size hakaret ediyor, cevaben ‘’ e bizim ailemiz, çocuklarımız var, o vakit bu vazifeye talip olmayacaktınız başka iş yapacaktınız deyince kafalarını öne eğdiler çıkıp gittiler.’’ Vazife üstlenenler aldıkları ve giydikleri elbiselerin hakkını bir tamam ederlerse hiç bir it sokaklarda fing atamaz.
Ben dersek, biz olamazsak hiç bir engeli aşamayız, meydanı boş bulanlar rahat, rahat atlarını oynatırlar. Terörün hedefi nedir terörün hedefi gelişimi engellemek, kuklanın vazifesi yıkanmış beyinlerle uzaktan kumandalı bir biçimde ona verileni yapar, kazancı bir kürek topraktır mesele itrak etmekten geçer.
Her ne surette olursa olsun yöntemler, kişiler değişsin tek değişmeyen sahibi ve piyonlardır, onlar için şahıslar önemli değil, iki amaçları var bir kargaşa yaratmak, ekonomik yönden çullanmak. Kendimiz bilinçli bir şekilde hareket edersek az çoğa galip gelir, bunun tarihte birçok örneği mevcuttur. Geçmişi bileceğiz, tartacağız o istikamette tedbirler alıp hareket edemez hale getireceğiz, unutmayın bu gemide hepimiz mevcuduz. Yarının ümitlerine daha huzurlu, müreffeh ülke bırakalım, bunun en büyük emaresi bölgesinde güçlü hatırı sayılır, caydırıcı olmaktan geçer.
Yapılanları affetmeden zamanında misli ile cevap vermek dosta güven düşmana ve maşalarına korku verecektir o vakit saklanacak delik arayacaklar ve bir eylemin sonunda neler olacağını tahmin edip edepli duracaklar.
‘’ Marifet: Milleti çözerek ‘’ halk yığınları’’ getirmekte değil …..! Halkı yoğurarak güçlü bir millet olmadadır.’’ (S.A.ARVASİ)
ALLAH’A EMANET OLUN
Namık GEDİK