Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur. Bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir. (Y.H. Hacib)
Dost gözüken, ancak bulduğu her fırsatta altımızı oymayı vazife sayan, gelişmemizden, büyümemizden rahatsız olan sözde müttefik ama icraatta düşman olan bir yapı karşımızda durmaktadır. Oyunu kuralıyla oynamasını bilmez isen diskalifiye olur, emperyalizmin oyuncağı haline geliriz. Her daim uyanık olmak, yapılan planlardan haberdar olup karşı hamlelerde bulunmak zorundayız.
Güneyimizde açılmak istenen terör koridorunu her türlü zorluğa rağmen bertaraf ettik, fakat bunun tekrar olmayacağı anlamı çıkartılmamalı. Tehlike devam etmektedir. Tır dolusu yapılan silah yardımları, batımızdaki üsler, Yunanistan’ın şımartılması ve en can alıcı nokta ise ekonomi bağlamında sıkıştırmak İMF denilen garabet kuruma muhtaç etmek için çalışmalar sürdürülmektedir.
İngiliz istikbarat örgütüne göre ülkemiz iflasın eşiğine gelmiş, yani batacakmış. Her canlı rüya görürür, bunlarda hayal ekip rüya biçiyorlar. Sen böyle bir çalışma yaparken acaba karşındaki uykuda mı, iyi tarttınmı?
Bazen gördüğün rüyanın tersi çıkabilir. Bu ülke siz dış güçlerden çok çekti, en son 15 Temmuz darbe girişimi, o kalkışmaya sanırım halkın tepkisi kesin ve net oldu.
Bölgemizde istediğin yere üs kurabilirsin, ancak unutma burası TÜRKİYE, ne Yunanistan, nede Afganistan bu topraklar seni ve avaneni boğar. Yerli uşaklarınızla yıllarca etnik ve dini grupları kışkırttınız, bu yüzden Erzincan, Maraş, Çorum ve Fatsa olayları baş gösterdi, bunların akabinde de çocuklarınıza ihtilal yaptırtınız. Yankıları ve etkileri bugüne kadar geldi, aynı işlemi bir kez daha yaptırtmak istediniz ancak bu sefer karşınıza büyük TÜRK milleti çıktı, attığı Tokat’ta Waşington’da yankılandı.
Gaye ve amacınız 100 yıl öncesine dayanıyor fakat unuttuğunuz bir husus var bu millet kolay, kolayına teslim olmaz gereğini yapar, o gün ki ruh hali hazırda atıl vaziyette duruyor. Devleti idare edenler elbette bu konudan haberdarlar ve o meyanda tedbir almaktalar. Bizi oyalayan ABD’ ye karşı elbette hazır olacağız, her ne kadar müttefik olsakta geçmişin verdiği tecrübe ile karşı yapılacak hamleleri boşa çıkartarak karşı taarruza geçeceğiz, bunun en büyük örneği 15 Temmuz’dur, ABD’nin fedailerinin kalkışması bertaraf edilmiştir. Bu yarın tekrar kalkışma yapmayacakları anlamına gelmesin, bu ülke üzerinde hesabı olanlar, hesabı kapatmamıştır zayıf bir anımızda tekrar sahneye çıkacaklardır.
Komşularda ve içimizde yuvalanmış asalaklar önemli yerlerdeki görevlerinden el çektirilmeli, aksi durumda yarın tekrar aynı pozisyona geçmemeleri için bir sebep yoktur. İcra etmek üzere yapılan planlar en son vakitte uygulanacak, bunu bilemeyecek kadar gıt akıllı değiliz
Düşman elbette plan ve programla saldırıya geçecek, çıkış yolu arıyor. Bir açığımızı bulduğu an hiç acımadan amaç ve gayesine uygun hareketi yapacak, uygulama esnasında kendi yandaşlarını dahi feda etmekten çekinmezler. Dünyanın birçok ülkesinde denendi kiminde başarılı oldular, kiminde de mağlup, ama hiç bir zaman vaz geçmediler.
Kafalarında oluşturdukları ve hedef haline getirdikleri düşünceleri hiç bir vakit değiştirmeyip geri plana atmadılar ‘’ Başarıya ulaşan emperyal model başka ülkelerin bağımsız gelişimini engelledi ve sonuç olarak ABD’li çokuluslu şirketlerin dünyaya egemen olmasına yol açtı” diyor Chomsky. Bu hangi düşüncede olduklarının izahı değilmi, yani bizi bir sömürge olarak görmekte, bu denli keskin ve net düşünce ile ne kadar müttefik olabilirsin, elbette menfaatler olduğu müddetçe.
‘’ Bolton, kendisini, “başka ülkelerde darbe planlamalarına yardımcı olmuş biri” olarak tanımladı. Darbenin kendiliğinden olmayacağı malum bunu çocuk dahi bilir elbette maşaları, hizmet edecek uşakları olacak. Bu yüzden ülkelerin gelişmesi, kendi kendine yetmesi daima sabote edilerek amaç ve gayelerinin tesis edilmesi devamlı olarak empoze edildi.
Geçmiş tarihimize bakarsak bunları görmememiz mümkün değil. Kardeşi, kardeşe kırdırmak, mezhep çatışmaları, etnik ayrılıkların körüklenmesi ve bunların lojistik destekle devamlı surette beslenmesi bir örnektir. Bu çalışmalar için sadece askeri birim değil, devletlerin tüm kademelerinde örgütlenerek uyuyan hücreler oluşturarak yerin ve zamanın uygun olduğu bir vakitte harekete geçirilerek başarılı olmazsa dahi hırpalayarak sendelemesini sağlamaktadır.
Ülkemiz savunmasını güçlendirmek, bölgesinde caydırıcı bir konuma gelmek için evvela ABD’den pariotları istedi, önce tamam denildi ancak her hamlede oyalandık, gidişatın kötü olacağını gören iktidar S400 leri aldı bunu bahane eden ABD F35 leri vermekten vaz geçti, bahane F35 lerin çözümlenmesi, ama Yunanistan’da çeşitli bölgelere S300 yerleştirdi, ona hiç bir yaptırım ve ikaz yok, onalar F35 ler için sakıncalı değil mi?
Onlara gelince serbest ama mesele TÜRKİYE olunca sakıncalı, aslında güçlenmemiz onların yaptığı fakat bir türlü hayata geçiremedikleri planlarını bozan bir hamle olması sebebiyle istememektedirler. Dışarı böyle ama ne hikmetse içimizde bu devletin her türlü imkanın dan istifade edenler bu çalışmalardan ve gelişmeden memnun değiller, sanki ülke içerisinden düşman varmış gibi bir izlenim bırakıyorlar. Elin oğlu gelmiş burnumuzun dibinde üs kuruyor, silah ve asker sevk ediyor, soran yok.
Acaba kendileri iktidar olsa ne şekilde bir davranış sergileyecek merak ediyorum. Uzak dan davulun sesi hoş gelirmiş, yanında farklı, dilin kemiği yok konuş, konuşa bilirsen.
Düşman devamlı oyun içinde oyun oynar haydi o vazifesini yapıyor, adı üstünde düşman, ya içimizdeki hainlere ne diyeceğiz? Siz aziz milletim dünü bilerek yarını değerlendir, her geçen zaman aleyhimize işliyor, olumlu ve takdik adımlar bizi bu cendereden çıkartacak, oyun bozulacak.
Tarihin sayfalarında her devirde TÜRK milletine husumet besleyen dahili ve harici bedbahtlar oldu fakat hiç bir vakit başarı sağlayamadı, biz milli kimliğimizi kaybetmediğimiz müddetçe kurulan tuzakları ve oyunları bozacağız rol verdikleri uşakları afişe edip, tarihin çöplüğüne atacağız. Dün olduğu gibi, bugünde dimdik ayakta varlığımızı sürdüreceğiz.
‘’Menfaat sandalyeye benzer; başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan seni yükseltir’’
ALLAH’A EMANET OLUN / Namık Gedik