‘’Bak dostum… körden değil, nankörden, yüzsüzden değil iki yüzlüden, tipi bozuktan değil, sütü bozuktan korkacaksın’’….
Ülkemiz geçen Pazar günü bir seçim yaşadı, il, ilçe ve mevcut belediyeler büyük sınav verdiler. Elbette kazanımlar var ancak kaybedilen yerlerde mevcut, bu yerlerde bulunan yöneticiler kendilerini hesaba çekmeli ve önümüzde tekrar edecek olan ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimine eksikleri gidererek daha planlı hazırlanması görevleri gereği şart.
Sahadan edindiğimiz, aldığımız bilgiler gerek sandık başlarında, gerekse onların iaşelerinde büyük sıkıntıların yaşadığı yönünde. Başarı tek başına değildir, kollektif çalışılırsa o vakit kolaylaşır ve lidere olan sadakat ispat edilmiş olur. En ücra köşeden, merkezi yerlere gidilmeli neden, niçinler donanımlı, bilgiye haiz kimseler tarafından tespitler edilmeli.
O bölgelerde vazife ehli olanlara çalışmalarında her türlü desteği temin etmeli, edemeyenlerin o makamları işgal etmeleri millete zuldür, lidere ve davaya ihanettir. Siyasi varlığını bir fikrin ve davanın özünden alıp beslenenler üzerlerine düşen sorumlulukları layıkı ile yapmalı. Belediye sandık görevlilerinin iaşesi için vazife üstlenmiş, ihale yapmış, ancak taleplere karşılık verememiştir.
Sandıklar siyasi partilerin namusudur, oradaki görevliler bekçisidir ve onlara hizmet teşkilatların kontrolünde hizmeti üstlenen firmalar veya kimseler aldıkları görevi ifaya mecburdurlar, şayet yetersiz kalınıyorsa o zaman planlamada alternatiflerin olmalıdır. İhaleyi alan firma anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirememiş, zamanında sahaya inilmemiş, haberdar olan ocak yetkilileri duruma acil müdahale etmişlerdir. Bu hadise enine boyuna irdelenmeli ve zafiyetin nereden kaynaklandığı tespit edilerek 28 Mayıs’ta yapılacak olan seçimde tekrarının yaşanmaması için tedbirlerin alınması tüzel kişilerin asli vazifesidir. Bu konuda mazerete yer yok, ihmale hiç, o yönde gerekenler şimdiden yapılmalı.
Tekerrür etmesi ihanetin tescili, bunun da vebali büyük olur. Suistimale açık olan her alan kapatılmalı ehil kimseler tarafından doldurulmalıdır, aksi bu milletin geleceğine yapılacak suikasttir, ihanettir kimse bunun altından kalkamaz.
Yönetici konumuna haiz olan kimseler her daim vazife verilecekmiş gibi hazır vaziyette olmalı ki müdahalelerde geç kalınmasın, nihayetinde bu milletin meselesidir. Seçim sonrası nasıl olsa çantada keklik rehaveti hiç umulmadık bir anda dengeleri değiştirebilir, bizler yazılarımızla, seçmen sandığa giderek sahip çıkmak zorundadır.
Seçim sonrası yaşanan olumsuz hadiseler sonucun hazımsızlık yarattığı ayen beyan gündeme düşen haberler daha sonra yaşanacakların habercisi. Kendi düşünce tarzına uymayan depremzedelere yaşatılan ve isnat edilen demeçler çok can sıkıcı ve incitici, hangi siyasi görüşte, fikirde ve düşüncede olursa olsun tamamı bizim insanımızdır, birini diğerine tercih yapamayız, bu insanlık dışı davranıştır ve insan olmaktan çıkışın alametidir. Bulundukları makamları siyasi olarak yürüten ve kendinden olmayanı elinin tersi ile iten bir zihniyetin Türk milletinin bir parçası olması mümkün değildir, zira atalarımız ‘’ insanı yaşat ki devlet yaşasın’’ sözünü düstur edinmiş mağdurları baş tacı yapmıştır.
İzah ettiğim hususlar gibi kişinin benliği ile ilgili, toplum insanı olamamak, hoş görü, liyakatin fayda etmediği durum zuhur etmekte bu töremize, inancımıza, ahlakımıza bire bir zıtlık teşkil etmektedir.
Erzincan yakınların yüksek bir tepeden ovayı seyreden Süleyman şah, ovada iki ordunun karşı karşıya geldiğini izler, derhal divanı toplar kime yardım edelim der ve az olana kararı çıkar, aşağıya indikleri vakit azınlıkta olanların Selçuklu ordusu olduğu ve yenilmek üzereyken savaşın kaderini kayı boyunun desteği değiştirir, evvelden kim kimle karşı karşıya bilmeden destek içlerindeki merhameti ve masumiyet duygusunun zuhurunun tecellisidir, kimin ne olduğu değil ne olacağı mevzubahistir.
Devletler adı değişir ancak ruh ilk gün ki gibidir kim olursa olsun Türk asli unsurunun ruh güzelliğini değiştiremez, içlerinde merhametin yok olduğu, hislerinin törpülendiği kimselerin başkalaştığı gerçeği kendini göstermiştir. Benim gibi düşünmüyorsun, destek vermiyorsun, fikirlerimi benimsemiyorsun, siz oy verenler eşeksiniz gibi paylaşımlar ve düşünceler aslında kişinin kendi iç dünyasındaki karakterinin dışa yansımasıdır, bizler hiç bir kimseye, zümreye oy ver diye telkinde bulunmadık, düşünceleri, fikirleri ve kararları onların özelidir, aksi düşünmek veya baskı uygulamak despotizmin ayak sesleridir, ey aklı gıtoy verenleri aşağılayan kendini toplumun üzerinde daha kaliteli gören aymaz, vallahi hayvanlar sizden daha akıllı en azından seçerken kimin vicdani değerlere haiz olduğunu biliyor ve ona göre yanlarına gidiyor.
Oy kullanmak için ikamet ettiğimiz yere gittik bir kaç gün kaldık, bu arada bir sokak köpeği ve kedi var onlara mama alıyor besliyoruz, merdivenlerden aşağı inince sesimi duydular derhal yanıma koşarak geldiler kendilerini sevdirdiler, tabiiki mükafatını aldılar, aynı şekilde köpek bahçe önüne geldi kafasını kaldırdı beni görünce kuyruğunu sallayarak sevincini ifade etti, şu hayvanların göstermiş olduğu hassasiyeti gösteremeyen insana ne demeli yahu mağduriyeti yaşayanlara sen şucusun, bucusun, benden değilsin, bu devlette yaşanmaz tekrar iktidar oldular.
Efendiler şahıslar gelip geçicidir, mesele devletin devamlılığı. Bu hadiselerin örnek teşkil etmesi ve vazife alanların layıkı ile üzerlerindeki yükümlülüğü ifa etmeleri vatan borcudur.
28 mayısta sandığa gidildiği vakit Bedirhan bebeği, dağlarda senin rahat etmen için vazife başında olan Mehmetçiği, şehit edilen askeri, polisi, sivilleri, Necmettin ve Aybüke öğretmeni, Atatürk’ün askeri değil p.. diye hakaret edenleri, şehit analarını, babalarını, dul kalan, babasız evlatları aklından çıkartma zira yarın ruzi mahşerden hesap vereceksin, onlar bizler için şehit oldular. Ellerinizi vicdanınıza koyun karar verin her hadise açık ve net, sana ve senin gibi temiz duygularla düşünmeyenlere asla pirim vermeyin zira bugün yarının aynasıdır.
Akıtılan gözyaşları asla geri getirilemez, şimdi kalanlara sahip çıkma, yaraları birlikte sarma ve devamlılığın sağlanması sorunların çözümünde esas olacaktır. Patates, soğan bulunur ama insan bulamayız, değerlerimize sahip çıkalım örseletmeyelim yaralı gönülleri incitmeyelim, yarın aynı hadiseleri bizler yaşaya biliriz.
‘’ Yaptıkları ile küçülenler, lafları ile büyüdüklerini sanmasınlar’’
GÖRELİN MEVLA NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER
Namık GEDİK