‘’ Ne günlere kaldık ey gazi hünkar, katır defterdar oldu, eşek mühürdar’’ ( Ziya Paşa)

 Yapılan bir işte zuhur eden olumsuz hadiselerden ve olaylardan utanmak, ar etmek. İnsan hata yapar bir, iki ama üçüncüsü artık bardağı taşırmıştır telafisi mümkün değildir velhasıl kangren olan yer tedavi edilemediği için oranın kesilip atılması en doğru olanıdır. Bu millet ve devlet söz konusu olduğu zaman önem arzeder ve gereği yapılmalıdır.

 Şahsi ihtiraslar, makam hırsı, nefsi arzular depreştiği vakit önünde hangi engel gelirse gelsin aynen suyun bendini aştığı gibi zafer için her türlü pazarlığı mübah sayarlar. Başladıktan sonra elbette gerisi gelir yolun ortasında eyvah demenin meydana gelecek kazayı önleme imkanı olmayacaktır. Artık kırmızı ışığı ihlal etmiş birisinin sil baştan yapması asla mümkün değildir. Bazen insanlar kendi kaderlerini yazarlar ve oynarlar. Geçmiş zamanlarda bir delikanlı annesinden izin ister gurbete çalışmaya gider, bir çömlekçinin yanında işe başlar aradan iki yıl geçer, öğle yemeği molasında ustasıyla sohbet ederken,

Usta müsaaden olursa anamı ziyaret etmek isterim ne haldedir, özledim çoktandır görmüyorum,

Git evladım bendende selam söyle, sana üç nasihatim olacak sakın unutma aklının bir köşesine yaz;

Bilmediğin yoldan gitme,

Emanete ihanet etme,

Eşini yabana yalnız gönderme, mutlaka yanında ol,

Delikanlıya kuru bir ekmek verir bunu anana götür sakın yalnız yeme birlikte yeyin, yola revan olur arkadaşları da vardır, yarı yolda mola veririler herkes azığını çıkartır yemeye başlar delikanlı azığının yanında ustasının verdiği kuru ekmeği de çıkartır tam böleceği vakit ustasının

Emanete ihanet etme sözü aklına gelir ekmeği çıkınına koyar, ileride yol çatallaşır bir grup kestirmedir diye bilinmeyen yola girerler tam delikanlıda gireceği vakit yine ustanı söyledi ikinci söz aklına gelir

Bilmediğin yola gitme, sonradan öğrenir ki o yol tehlikelerle dolu ve sonu bataklık. Nihayetinde anasına kavuşur mükellef bir sofra kurar anası tam otururken ustasının anasına yolladığı ekmeği hatırlar hemen çıkınından çıkartır bunu ustam sana yolladı der, ekmeği ortadan ikiye böler içinden çil çil altınlar çıkar, zengin olmuştur, komşu köyde dillere destan güzelmi, güzel bir kız vardır dünür giderler isterler sonra güzel bir düğün yaparlar.

Aradan hayli zaman geçer hanımının köyünde düğün vardır davet edilirler delikanlı anamla siz gidersiniz, hediyesini verir gelirsiniz, ata biner gelin kaynana yola çıkarlar, yolun çeğreğinde delikanlı ustasının nasihatini hatırlar hanımını yabana yalnız gönderme, atına biner yolda yakalar birlikte düğüne iştirak ederler. Köyün delikanlılarından birisi gelin hanıma platonik aşıktır (karşılıksız aşk) plan yapmıştır kaçıracak ancak yanında kocası olunca plan suya düşer.

Vaktinde alınan tedbirler gelecekte olacak olan olumsuzlukları engelleyecek, önleyecektir. Efendim zaman geçip hadiseler cereyan edip hata ettiklerini anlayınca günah çıkarmanın hiçbir kimseye faydası olmaz, meydana gelen zararın tahribatın telafisi olmaz.

Haykırmanın, ağlamanın, sızlamanın ne yeri, nede zamanı hata yaptığını anladıysan derler ya ‘’zararın neresinden dönersen kardır’’ şu an vakit geçmiş değil sizi tutan kimse yok oturduğu yerden kalkar bahsettin mecraya doğru gidersin, onurunu ve şerefini kurtarır, boynuna takılan prangadan kurtulursun, hamasete gerek yok, gereğini yap yiğitliğini görelim Milliyetçilik sözle olmuyor sahada icraatla göz dolduruyor, fakat bulunduğunuz o teşekkül zaten sizi o masaya oturtanlar tarafından kuruldu, siz de tıpış tıpış gittiniz şimdi neyin hezeyanı bu, sen sana emanet edileni bol keseden harcadın, bilmediği yola girdin sonunda PKK çıktı, şimdi milliyetçilikten dem vurma zamanı değil.

Emanete ihanet şuhedaya, bu uğur da can vermiş ülkü devlerinedir, şayet hakikatli isen, koca yürekli icazet ehli isen o oturduğun yerden doğrulur kapıyı çarpar çıkarsın, ama işin içinde makam, mevki ve kuklacı var ise sen baştan kaybetmişsin. Bir insanı tanımak için geçmişini sorgulamak hayatında ki dönüm noktalarını hesap etmek onun hangi istikamete meyledeceğini çözme de yardımcı olacaktır, unutmayalım çürük iplik dikiş tutmaz.

 Meydanlar da, sokaklarda haykırmanın hiç bir kimseye faydası olmaz, içinizdekini vaktinde akıtacaktınız bundan sonra ne söylesen kar etmez, ar etsen de sahte olur, göz yaşlarına kimse kanmaz, ağladığınla kalırsın, mendil uzatan olmaz.

 Meselemiz şahsi ve nefsi arzular değildir devletin ve milletin geleceğidir, atılan nutuklar, sloganlar, vaadler her şeyi aşikar etti ya istek ve dileklere boyun eğeceksin, ya da birlik ve bütünlük diyeceksin, karar senin. Unutma,

‘’ Aslan ve kaplan daha güçlü olabilir…. Ancak, bir kurdun sirkte gösteri yaptığına Hiç kimse şahit olmamıştır…’’