‘’ Vicdan olmadan sahip olunan güç, ruhu çürütür’’
Çalışma hayatında kişinin işe olan verimliliğinin ölçümüdür, aynı iş kolunda senesi, işe girişi, tahsil durumu eş değer olanların bir birlerine olan kıyaslamasıdır, bu tarif 4857 sayılı iş kanunun 18. Maddesinde detaylı olarak yer almaktadır. Yasanın getirdiği yükümlülüklere her iki tarafta uymak zorundadır, tarif işçi ve işvereni bağlamaktadır.
Yasa açık ve net bahse konu olan değerlendirmeyi ne şekilde yapılması gerektiğini izah etmiş, ancak çalışanlar azami özen gösterirken, iş verenin aynı kanaatte olmadığı hasıl olan mahkemelerden ve iş akitlerinin feshinden belli olmaktadır. Yasa eş değer insanların kıyaslanması neticesinden oluşan aradaki farktan bahsetmekte o şekilde tarifte bulunmakta. Yıllar önce çalışma hayatımız esnasında işçi derneği yöneticisi olmamız sebebiyle elbette ki bu yasayı bilmemiz şarttı, iş yerinde bunu ön plana çıkartarak uygulamaya koydular, çalışanlar tabiki tedirgin oldular şimdiki THY Genel Müdürü Bilal Ekşi bey, o dönem Genel Müdür Yardımcısı İdi bizzat randevu alarak yanına çıktık, hayırdır ne istiyorsunuz?
Bu performans değerlendirmesini nasıl, ne şekilde yapıyorsunuz?
Başteknisyenler puan vererek belirliyorlar.
Peki bu şahıslar puan verdikleri çalışanları sevmiyor, siyasi bakıyor, fırsatını bulunca boğacak derece olanlar var, gıcık gittiklerinin düşük puanla yetinmelerini sebep oluyorlar, bunun izahı yapılınca, yahu bu formalite dedi geçiştirmek istedi. İşin en mühim tarafı çalışanların, emek sarf edenlerin yeteneğinin bir üst çalışana sorulmakta onun verdiği bilgi ve puanla şahsın geleceği belirlenmekte.
O üst makama oturanların el becerileri ile veya engin bilgileri ile değil torpille oturmaları da cabası. Yasa aynı iş kolunda her şeyi ile denk olmalarını şart koşmakta fakat bu uygulamada maalesef geçersiz kulak ardı edilmektedir. İstek ve taleplere cevap vermeyenleri kindar düşünce ile kişilerin çalışma hayatına müdahil oluyorlar, bu davranışlar iş hayatında duraksamalara ve verime aksi tesir yapmaktadır.
Oysa yasa çalışanların mültivasyonu için gerekli sosyal faaliyetlerin yapılmasını önermekle verimliliğin artmasını işaret ediyor, egolarını tatmin etmek için fırsat kollayan idareciler, beceriksizliklerini bu şekilde baskılayarak ört bas etmekteler. Terazinin kefesi eşit olmadan kağıt üzerinde eşit gösterilerek kurguladıkları oyunları hayata geçiriyorlar. Kendi yandaşlarını basiretsiz olsa dahi yüksek verimli göstermek suretiyle hegomanyalarını kuruyorlar ve dönme dolabı döndürerek kendi payelerini alıyorlar bu yoldan çıkarak yetenekli gösterilen şahıslar işverenin yağından balından yararlanmaktalar. Yasaların uygulandığı kişilerin kinayen düşüncelerinin bertaraf edildiği çalışanların mutlu olduğu bir ortam temin edildiği vakit ülke geliri arttığı gibi çalışanda kazanacak iş verende, aksi bir durumda yavaş yavaş zararlar hasıl olacak.
Yasaların konulması yetmez yürütmenin icraatı temin etmesi, takibi, netice itibarı ile uymayanların cezai işleme tabi tutulması elzemdir. Ülke sanayisi gün geçtikçe gelişmekte, büyümekte, bunun yanısıra iş istihdamı arzı doğmakta bu meyanda insanların multive edilmesi ve mutlu olmaları sağlandığı vakit verimsizlik ortadan kalkacaktır.
İş kollarındaki ekipçilik ortadan kaldırılıp emek sarf edenlerin eşit mesafede sayılmaları gerek. İşçinin yaptığı mücadelenin anlam kazanması, akşam evine giderken mutlu olması, iş kolundaki huzur etken olmalıdır. İş yerleri kişilerin ihtiraslarının, menfaatlerinin tatmin yeri olmamalı, zayıf olanların mültivasyonu, başarıları başlarındaki amirlerin iletişimi ile tekrar kazanılabilir, ama egoların yüksek olması, tarafgirlik işten soğumayı, olması gerektiği gibi işe geliş gidişi formaliteye dönüştürür. Yıkmak çok basittir, ancak yapmak o kadar kolay değildir, bunun insan üzerindeki etkisi ve iş kolunda meydana gelecek zarar zaman içerisinde kendini gösterecektir, iyi bir idareci bu hadiselere karşı tedbirli olandır.
,Çok koşturmak işin iyi olduğu anlamına gelmez, verilen zaman içerisinde bitmesi ve sakin kafa, mutlu insan demektir. Performans bu haliyle devam ederse çalışanlar arasında bir birlerine karşı şüphe doğacak, kötü düşünecekler ve iletişim kopacak, risk alınacak ancak artık düşüş başlamıştır.
Bu konular üzerinde yükümlülükleri bulunan dernekler ve sendikalar işverene de olan iletişimlerinde dile getirerek önlenmesi sağlanabilir. İş yerlerinin disiplin kurullarında sendikalardan temsilci bulunmaktadır, ivedilikle çözüm şart, zira suçsuz ve günahsız insanlar işlerinden olmaktadır yada mobbinge tabi tutulmaktadır. İşveren ve işçi hakları yasalarda her ne kadar belirlenmiş olsa da uygulamada kişilerin eylemi kendini gösteriyor bunun denetimi ve çalışma hayatına entekresi temin edilmeli, o zaman kalkınma daha hızlı ileri safhada olur. İnsanların işlerini düzgün, güvenli, kendinden emin olmaları iş gücünün rahatlamasına tesir edecektir.
Ülkemizin ileri gitmesi özverili çalışan, işi severek yapma insanların multivasyonunun yüksek olması ile eş değerdir, Önce işi sevmek, canla başla çalışmak, zevk almak ancak işverenin liyakatli oluşuna endekslidir. Örnek vermek gerekirse siyasette başarı iyi bir performansla alakalıdır, çalışan, gayret eden samimi kimseler ipi göğüsler. Kişilerin değil işin kural ve kaideleri tesis edilmelidir.
‘’ Sorunun kendinde olduğunu anlamayan insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur’’
ALLAH’A EMANET OLUNUZ
Namık GEDİK